038  İslam'ın ilme verdiği değer


Değerli okuyucularım,

Bugünkü İslam toplumlarının bilime, araştırmaya ve teknolojiye olan büyük ilgisizliğine rağmen; İslam, bilime ve bilginlere karşı büyük bir ilgi göstermiş, onlara büyük değer vermiştir. Hatta o kadar ki Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz, bilim rütbesini mertebelerin en üstünü olarak görmüştür. Ve insanlık bilimin bu kadar önemli bir faktör olduğunu ancak Rasulullah'ın bilim üzerine yaptığı bu vurgulamadan ancak 14 asır sonra anlayabilmiştir. İşin en üzücü yanı ise, İslâm aleminin hâlâ Rasulullah'ın insanlığa telkin ettiği bu anlayışa ulaşabilmiş olmamasıdır.

Şimdi belki birçok arkadaşımız İslâm'ın ilme ve âlimlere verdiği değer ile ilgili sözlerimde bir abartı olduğunu düşüneceklerdir. Fakat abartı falan yoktur.

Rasullullah (s.a.v.) Efendimiz, ilimle ve âlimlerle ilgili olarak o kadar çok övücü sözler söyledi ki insan bunları okuyunca İslâm âleminin ilme karşı bugünkü kayıtsızlığına şaşırmamak elde değildir. Buyurunuz, şimdi o sözlere kulak verelim:


# İlim öğrenmek her Müslümana farz

"İlim, İslâm’ın hayatı, imanın direğidir." [Ebuşşeyh]

"İlim elde etmek her müslümana farzdır" [İbn Mâce]

"Bir genç, ilim ve ibadet içerisinde yetişir, olgunlaşırsa, Allahü tealâ, Kıyamet günü ona yetmiş iki sıddık sevabı kadar sevap verir." [Taberanî]

"En sağlam kulp, kelime-i şehadettir. En değerli söz, Allah’ı zikretmektir. En iyi ilim, faydalanılan ilimdir. En iyi zenginlik, gönül zenginliğidir. En iyi azık, takvadır. ..." [Beyhekî, İbni Asakir]

"İlmini gizleyen, hazineyi gömüp, kimseye yardım etmeyene benzer." [Taberanî]

"Kıyamet yaklaştığında, ilim kalkar, cehalet, anarşi ve ölüm çoğalır." [İbni Mâce]

"Ahir zamanda, âlimler ölür, cahiller din adamı yerine geçirilir. Onlar da bilmeden yanlış fetva verir, kendisi sapar, başkalarını da saptırır." [Buharî]

"Cennette de âlime ihtiyaç olur. Cennet ehline; Ne arzunuz varsa isteyin, diye sorunca, ne isteyeceklerini şaşırıp âlimlere bakarlar. Âlimler de, Şunu isteyin, derler." [Deylemî]

Değerli okuyucularım, bu güzel sözlerinden anlaşıldığı gibi, bilgi, Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz tarafından İslam'a can veren bir ruh ve imanı da ayakta tutan temel faktör olarak görülmüştür. O sebeple de kadın, erkek, genç, yaşlı herkese ilim öğrenmenin farz olduğu çok açık bir şekilde belirtilmiştir. Öyle olduğu halde zamanımız Müslümanlarının bilgi ve öğrenmeye karşı bu kadar hevessiz olmaları anlaşılır şey değildir.


# Rütbelerin en üstünü

"Rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir." [Hadarat-ül-kuds]

"Bir kula Allah mal ve ilim vermiş, o da bu konuda Rabbinden korkuyor, bunlarla akrabalarına iyilik ediyor ve Allah’ın bunda bir hakkı olduğunu biliyor. Bu kimse en üstün mertebededir." [Tirmizî]

"Doğru ilim sahibi olan ve ilmi ile amel eden bir âlim ile Peygamberler arasında bir derece fark vardır. Bu peygamberlik makamıdır." [R. Nasıhin]

"İlim yoluna girene, Allahü tealâ Cennet yolunu açar." [Tirmizî]

"İlim öğrenene denizdeki balıklara kadar her şey istiğfar eder." [İ. Abdilber]

"Allah rızasından başka maksatla ilim öğrenen Cehennemdeki yerine hazırlansın." [Tirmizî]

"Dünya için ilim öğrenen, mala, mevkie kavuşursa, kazancı cehennem ateşi olur." [R. Nasıhin]

"İlmini kazanç vasıtası yapan, kıyamette hesab bitene kadar azaba düçar olur." [Tirmizî]

"Cahiller ile mücadele etmek ve meşhur olmak için ilim öğrenen cehenneme gider." [İbni Mâce]

"Kıyamette abide Cennete gir, âlime ise halka şefaat için bekle! denir." [İ. Maverdi]

Görüldüğü gibi Rasulullah Efendimiz, ilim rütbesini mertebelerin en üstünü olarak görmüştür. İnsanlık ise ilmin ve bilginin insan hayatında ne kadar önemli bir faktör olduğunu ancak bu sözlerin üzerinde 14 yüzyıl geçtikten sonra anlayabilmiştir. O sebeple de zamanımıza bilgi çağı denilmeye başlanmıştır. Yazık ki, biz Müslümanlar, hâlâ böyle bir anlayışa ulaşamadık.


# İlim öğrenmek, her ibadetten daha değerli

"Bir saat ilim öğrenmek veya öğretmek, sabaha kadar ibadet etmekten daha sevaptır." [Ebu Nuaym]

"İlim öğrenmek, namaz, oruç, hac ve Allah yolundaki cihaddan daha kıymetlidir." [Deylemî]

"Bir saat ilim öğrenmek, gece sabaha kadar ibadet etmekten, bir gün ilim öğrenmek, üç ay oruç tutmaktan kıymetlidir." [Deylemî]

"Bir kimse, ilim öğrense, bununla amel etmese bile; bin rekat namaz kılmasından daha fazla sevap alır. Eğer öğrendiği ilimle amel eder veya başkasına öğretirse, hem bunun sevabını alır, hem de Kıyamete kadar bununla amel edenlerin sevabını alır." [Hatib]

"İlim öğrenmek için yolculuğa çıkanın, daha adımını atmadan günahları affolur." [Şirazi]

"İlim öğrenmeye çalışan, evine dönünceye kadar Allah yolundadır." [Ebu Nuaym]

"Öğrenilen ilim, günahlara kefaret olur." [Tirmizî]

Bu hadis-i şeriflerde de ilim öğrenmenin değeri, ibadetlerle karşılaştırılmakta, ve ilim öğrenmenin her ibadetten, hatta Allah yolunda cihattan bile değerli olduğu beyan edilmektedir.

Değerli okuyucularım, dinin özü "iman"dır. Çünkü bütün dünya ve ahıret iyiliklerine ancak samimi bir iman ile ulaşılır. Bütün ibadet ve taatlerin ana amacı da, bir bakıma, insanda kesin bir iman olgusu ve takva (Allah korkusu) oluşturmaktır. Halbuki Rabbimizin "Allah’tan en çok korkan, ancak âlimlerdir." [Fatır, 28] hükmünden anlıyoruz ki kesin iman ve takvaya giden en kısa yol, ilimden geçmektedir. Burada Rasulullah Efendimizin ilim öğrenmeyi, zikir dışında, her ibadetten daha değerli görmesinin sebebi de, sanıyorum, bu olsa gerek.


# İlim öğrenmeye çalışmayan bu topluluktan değil

"İlim öğrenmeye çalışanın rızkına, Allah kefildir." [Hatib]

"Mümine, öğrendiği, yaydığı ilmin sevabı, ölümünden sonra da devam eder." [İbni Mâce]

"En üstün sadaka, ilim öğrenip sonra da onu başkasına öğretmektir." [İ. Mâce]

"Âlim olmayan veya ilim öğrenmeye çalışmayan bizden değildir." [Deylemî]

"İlmi öğretenle öğrenenler hariç, herkes Allah’ın rahmetinden uzaktır." [Tirmizî]

"İlim öğrenenle öğreten, sevabda ortaktır." [Hatib]

"Ya âlim, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol! Sakın beşincisi olma, yoksa helâk olursun." [Taberanî]

"Ya âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya bunları seven olun. Yoksa helâk olursunuz." [Beyhekî]

"İlim öğrenmeye gelenlere; Rasulullahın tavsiye ettiği faydalı ilmi öğrenmeye hoş geldin, diyerek sorularını güzelce cevaplandırın!" [İ. Mâce]

"İlmi layık olmayana öğretmek, domuzun boynuna mücevher takmak gibidir." [İbni Mâce]

Değerli okuyucularım, Rasulullah'ın âlim olmayanı, ya da en azından ilim öğrenme çabası içinde bulunmayanı kendi ümmetinden saymaması ne kadar anlamlıdır. Allah (c.c.), bizlere iz'an versin de, bu sözlerdeki ağır suçlamayı her birimiz kendimize yapılmış bir uyarı kabul edelim ve "En üstün sadakanın, ilim öğrenip sonra da onu başkasına öğretmek" olduğu bilincine vararak, okuma özürlü topluluklar olmaktan çıkıp evleri kütüphaneler ile donanmış, ilim, irfan sahibi topluluklar haline gelelim.

Allah'a emanet olunuz.