041  Yıl 1948. Masonlar yeniden faaliyette


Değerli okuyucularım,

Bugün de aynı yazının devamını özetleyerek sizlere sunuyorum. Daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler orijinal makaleye[1] bakabilirler.

"Uyku döneminde, bir müddet sonra Grand Komandör “İsmail Hurşit” vefat etti. Görevi Grand Komandör Kaymakamı (Vekili) “Ramih Yener” yönetti. Suprem Konsey’in çalışabilmesi için en az 33. Dereceden 9 mason gerektiğini belirtmiştik. O esnada çok sayıda 33. Derece mason vardı ancak bunlar ya CHP’nin önde gelen isimleriydi ya da üst düzey bürokratlardı ve mevcut konjektürden dolayı yönetimde rol almak istemediler."

"1938’de, “İsmail Memduh Altar”, “Ali Galip Taş” ve “Cevdet Hamdi Balın”, 33. Dereceye yükseltildiler."

"Tekrar on kişiye çıkan "Suprem Konsey" çalışmalarına başladı."

"Şubat 1938’de Ramih Ener’in görev süresi doldu ve “Mim Kemal Öke” “Grand Komandör” yani 33.ler meclisinin başkanı oldu."

"Bir ülkede eğer 1.-3. Dereceleri yönetecek bir Büyük Loca yoksa masonik eski yasalara göre; 4.-33. Dereceleri yöneten Suprem Konsey, kendi bünyesinde ilk üç derecelerde çalışan localar kurabilirdi. Kurulan; “İdeal”, “Kültür” ve “Ülkü” locaları, 2. Dünya Savaşı’nın da başlaması nedeniyle önemli bir varlık gösteremediler."


# Türk Masonluğu, 1948'de resmen yeniden faaliyette

"Atatürk’ün özel doktoru olan Mim Kemal Öke, o tarihte İnönü’nün de doktoru durumundaydı ve Grand Komandör olmuştu. Mim Kemal Öke’nin çabalarıyla ve gizli olarak çalışmalarını sürdüren Türk Masonluğu, 1948’de tekrar resmen dernekleşti. Eski masonlardan hayatta kalanlarla irtibata geçildi ve yeni katılımlar sağlandı."

"1951’e gelindiğinde alt derecelerin Suprem Konsey’e bağlı olarak yapılan faaliyetleri masonları fikirde ayrıştırmaya sevk etti."

"1909’dan itibaren muhafazakâr İngiliz Masonluğu’nun Türkiye’deki masonluğu tanımadığını yazmıştık ve bu durumdan rahatsız olan masonlar seslerini yükseltmeye başladılar. Ankara’da yaşayan bir mason olan “Zühtü Velibeşe” bu söylemi en sert olarak ortaya koyanlardandı."

"Bu süreç, 1956’de, “Türkiye Büyük Locası” adı altında Suprem Konsey’in vesayeti altında olmadan alt derecelerle ilgili dernek kurulmasına kadar sürdü. Artık İngiltere tarafından tanınma arzusunda olanların baskısı başlamıştı."

"30 Nisan 1957’de Suprem Konsey, Büyük Loca ile bir konkordato yenilemesi yaptı. “Türkiye Büyük Locası” olan derneğin adı hâlâ kullanılan “Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası” olarak aynı yıl içinde değiştirilmiştir."


# Süleyman Demirel hadisesi

"1959’da İngiltere Büyük Locası Büyük Üstadı, Türkiye’ye geldi ve İstanbul ile Ankara’da masonlarla görüşmeler yaptı. Türk Masonluğu’nu “gayrimuntazam” sayanlar İngiltere ile bireysel yazışmalara başladılar."

"Bu gelişmelerin süregeldiği 1964 yılında, “Süleyman Demirel” hadisesi patlak verdi. Ankara Bilgi Locası’nda kayıtlı bir mason olan Süleyman Demirel; siyasi bir partiye genel başkan olma sürecindeydi. “Masondur” diyecek rakiplerine karşı kullanmak üzere mason olmadığına dair bir belgeyi dernekten istedi. Bu alışılmadık istek o zaman Büyük Üstad Kaymakamı olan “Necdet Egeran” tarafından sağlandı. Ama zaten çok karışık bir durumda olan masonlar arasında böyle bir belgenin verilmesi büyük bir infiale neden oldu."

"Demirel’in mason olduğu hakkında gazetelerde de belgeler dolaşmaya başladı. Hatta üye kayıt defterinin fotoğraflı sayfası da bu haberlerde yer aldı. “Yön “Dergisi” ise masonik bir kaynaktan alındığı çok net belli olan bilgilerle bir tefrika yayınladı. Görünen oydu ki durumdan rahatsız olan masonlar medyaya konuşmuşlardı."


# 1965 olayları

"1965 Nisan sonu ile Mayıs başındaki gelişmeler Türk Masonluğu ile ilgili en önemli zaman dilimidir. Ve bu zaman dilimi için kısaca “65 Olayları” denir…"

"O dönemde İngiltere ve İskoçya büyük localarıyla yazışmalar yapıldığını belirtmiş ve İngiltere tarafından “tanınma” için yapılan çabaları vurgulamıştık."

"İngilizler, buradaki masonluğu tanımak için şu iki farklı yöntemi önerdiler:

1- Türklerin İngiltere’ye giderek yeniden mason olma töreni yapılması.
2- Ya da Türkiye’ye İngilizlerin gelerek tüm mason derneği üyeleri için yeniden mason olma töreni yapılması

Bu iki yöntem Türk masonlarca onur kırıcı olarak telakki edildi. .. Masonların bu reddi üzerine bir başka yöntem bulundu! İngilizler Türkiye’ye gelecek ve masonları değil Büyük Loca’yı esas alan bir “Tanzim Töreni” yapacak!"

“Tanzim Töreni” diye tanımlanan bir törenden sonra Türk Masonluğu, İngiliz Masonluğu ve onun paralelinde olan muhafazakâr büyük localar tarafından “düzenli” sayıldı.


# İngiliz aşağılaması

"İngilizler “Tanzim Töreni” için kendileri gelmediler, İskoçya Büyük Locası’nı görevlendirdiler…"

"29 Nisan 1965’te bu işlemi yapmak adına görevli olarak gelen İskoçya Büyük Locası Büyük Üstadı ve görevlileri, üzerlerinde papaz elbiselerini andırır giysilerle vaftiz töreni yaptılar. İskoçlar bu törende, ellerinde buhurdanlıklarla adeta bir kilise ayini icra etmişler, daha çok dinsel ve mistik bir görüntü arz eden bu törenden sonra çok büyük tepkiler olmuştur."

"28 Mayıs 1965’te Suprem Konsey, seçimle yönetimi yenilenen Büyük Loca’ya bir mektup göndererek, seçimin masonik geleneklere göre yapılmadığından henüz kendilerini tebrik etme durumunda olmadıklarını vurguladı ve 13 Haziran’a kadar bu durumun düzeltilmesini talep etti. O arada Yüksek Şüra Haysiyet Divanı olaylara karışan 33 dereceli Ekrem Tok için bir yıl men ve 29 dereceli Necdet Egeran için ise masonluktan ihraç kararı aldı."

"Büyük Loca, 27 Temmuz’da Suprem Konsey’e bir başka mektup yazarak; içişlerine karışmamasını, aksi takdirde aralarındaki konkordatonun fes edileceğini bildirdi."


# Ve nihayet masonlar bölünüyor

"Bu gelişmeler esnasında Büyük üstad Necdet Egeran 14 Kasım’da istifa etti. 5 Ocak 1966’da olağan üstü genel kurul yapıldı. “Hayrullah Örs” Büyük Üstad olarak seçildi. Masonlar daha da karıştı. .. Yoğun bir istifa trafiği başladı…"

"İstifa edenler; 4 Haziran 1966’da 7 yeni loca oluşturdular ve “Özgür Masonlar Büyük Locası”nı kurdular. İlk Büyük Üstad olarak Orhan Hançerlioğlu seçildi. Suprem Konsey yeni kurulan Büyük Loca’ya 21 Haziran tarihli ve 157 sayılı bir mektup yollayarak kutladı."

"Bu gelişmelerle; “Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası” cephesinde yüksek dereceler ve dolayısı ile Suprem Konsey eksikliği oldu. Onlar da kendi görüşleri çerçevesinde, 1967 yılında ikinci bir "Suprem Konsey" kurdular."

"Bugün, Türkiye’de “Büyük Loca” bazında çalışan “Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası” ile “Özgür Masonlar Büyük Locası”nın tarihsel süreci dizimizin bu kısmında bitti…"

Allah'a emanet olunuz.


-------------------------------
[1] http://www.ilk-kursun.com/haber/100484