038 Ebedî duraklar
Kıyamet günü hesaplar görüldükten sonra iyiler cennette, kötüler cehennemde yerlerini alacaklardır: "İyiler Cennette, kötüler Cehennemdedir." [İnfitar 13,14] Kıyamet günü en önemli şey "iman" olacaktır. Kalblerinde zerre kadar da olsa iman sahiplerine iyi muamele edilecek, fakat kâfirlerin, hak ve hakikati yalanlayan, Allah ve Rasulünü inkâr edenlerin yüzüne bakılmayacak, onlara değer verilmeyecek, onlar ebedî olarak cezalandırılacak ve onlara asla acınmayacaktır.
Bu durum ayet-i kerimelerde şöyle anlatıldı: "Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi görün. İşte biz de sizi unuttuk, yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın!" [Secde, 14] "Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Bu yüzden işleri boşa gitmiştir. Kıyamet günü Biz onlara değer vermeyeceğiz." [Kehf, 105] "İnkar edenlerin işleri engin çöllerdeki serap gibidir. Susayan kimse onu su zanneder, fakat oraya geldiğinde hiçbir şey bulamaz. Orada Allah'ı bulur ve O da hesabını görür. Allah hesabı çabuk görendir." [Nur, 39] "İnkar edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü duraktır!.." [Al-i imran, 196-197] "Bu Kur'an bir hidâyettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en şiddetlisinden acıklı bir azab vardır." [casiye, 11] "Allah’a ve Resûlüne inanmayan o kâfirler için, çılgın bir ateş hazırladık." [Fetih, 13] "Âyetlerimizi yalanlayan kâfirler, Cehennemliktir; orada ebedi kalırlar." [Bekara, 39]
Kuşkusuz, kurtuluşun anahtarı, dünyada da ahırette de "iman"dır. İnanmayanların dünyada yaptıkları iyi işlerin ahıret aleminde herhangi bir faydası olmaz. "İmansızların yaptıkları faydalı işler, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu kül gibidir. Ahirette o işlerin hiçbir faydası olmaz." [İbrahim, 18] "Kâfir olarak ölenlerin işleri, dünyada da, ahirette de boşa gider." [Bekara, 217] "İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir." [Hud, 16] Dünya zenginliklerinin de ahırette hiçbir faydası olmayacaktır. "Kâfirlerin malları ve çocukları kendilerini Allah’ın azabından asla kurtaramaz. Onlar Cehennemliktir ve orada ebedî olarak kalırlar." [Âl-i İmran, 116] "İnanmayanlara, çılgın bir alev olarak cehennem yeter. Doğrusu, ayetlerimizi inkar edenleri ateşe sokacağız; derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Allah güçlüdür, Hakim'dir." [Nisa, 55-56] "Doğrusu, yeryüzünde olan bütün şeyler ve onların bir katı daha kafirlerin olsa da, kıyamet gününün azabından kurtulmak için fidye verseler kabul edilmez. Onlara elem verici azab vardır." [Maide, 36]
Kıyamet günü kâfirlerin bütün kurtulma çabaları boşa gidecektir. "Ateşten çıkmak isterler, çıkamazlar. Onlara sürekli azab vardır." [Maide, 37] Hatta onlar toprak olmak isteyecekler, fakat toprak bile olamayacaklardır. "Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkârcı da: "Keşke toprak olaydım" der." [Nebe, 40] Değerli okuyucularım, kıyamet günü, ödül yeri olan cennet ile, ceza yeri olan cehennem arasında A'raf denilen bir ara bölge olacaktır. Bu bölge Kur'an-ı kerimde şöyle anlatılıyor: "Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir. Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de :"Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!" derler. A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı." [A'raf, 46-48]
Kıyamet günü Allahü Tealâ'nın acıması, inanıp iyi işler yapanlara, yasaklananlardan sakınanlara, cimrilik etmeyip mallarından zekatlarını verenlere olacaktır. "Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük." Buyurdu ki, azabım var, onu dilediğime isabet ettiririm, rahmetim de vardır , o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır. Onu da özellikle korunanlara, zekatını verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım." [Araf, 156] Kibirlenmeyip Allah'a ve Rasulüne inanarak iyi işler yapanlar ise bu dünyada bütün hayır ve iyiliklere kavuştukları gibi ahırette de, yaptıkları iyi işler nisbetinde, hadsiz hesapsız nimetlere kavuşacaklardır: "Cehennemliklerle Cennetlikler bir değildir. Kurtuluşa erenler Cennetliktir." [Haşr, 20] "İman edip iyi iş yapanlar, Cennetliktir; orada ebedî kalırlar." [Bekara, 82] "İnanıp yararlı iş işleyenleri içinde temelli ve ebedî kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları en koyu gölgeliklere yerleştireceğiz." [Nisa, 57]
Değerli okuyucularım, Yurarıda Kıyamet günü inkârcıların maruz kalacakları ebedî azapları anlatan onlarca ayet-i kerimeyi ard arda sıralarken, inanın, ürpermedim desem yalan olur. Burada bu güçsüz kardeşinizin amacı, elbette, insanların kalblerine korku ve dehşet salmak değildir. Ben sizlere "iman"ı ve Rabbimizin ona verdiği büyük önemi anlatmaya çalışıyorum. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz: "Rabbinizden bahsedince, korku verecek şey söylemeyin!" [Beyheki] "Allahü Tealâ'yı kullarına sevdirin ki, Allahü Tealâ da sizi sevsin!" [Taberani] buyurdu. Ama küfür ehlinin de yarın ahıret aleminde maruz kalacakları muameleyi açık seçik bilmeleri gerekmez mi? Mümin olsun kâfir olsun herkes, kendisini yaratan, dilediği her şeyi yapmaya hiçbir şeyin engel olamayacağı, her türlü güç ve kuvvetin biricik sahibi olan Rabbinden elbette çok korkmalıdır. Rasulullah Efendimiz hadis-i şeriflerde: "İçinizde Allah’tan en çok korkan benim" [Buhari] "Allah korkusu, her hikmetin başıdır." [Taberani] "Aklın çokluğu, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur." [İ. Muhber] "Allahü Tealâ'dan hakkıyla korksaydınız, cehilsiz ilme kavuşurdunuz." [İbni Sünni] "Allah korkusundan ağlayan bir adam cehenneme girmez." [Tirmizî] "Allah korkusu ile kalbi ürperenin, ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür." [Beyheki] "Müttekilerin hepsi hesapsız Cennete girer." [Taberani] buyurdu.
İnanan insan, Rabbinden çok korkmakla birlikte, Allahü Tealâ'nın rahmetinden de asla ümit kesmez. Ayet-i kerimelerde: "Ey günahı çok olanlar, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah bütün günahları affeder. O, sonsuz mağfiret ve merhamet sahibidir" [Zümer, 53] "Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?" [Nisa, 147] buyruldu. Hadis-i şeriflerde de: "Mümin, Allah’ın azabının şiddetini bilseydi, Cenneti ümit etmez, kâfir de Allah’ın rahmetinin sonsuzluğunu bilseydi, Cennetten ümidini kesmezdi." [Müslim] "Allahü Tealâ'nın mümine olan merhameti, annenin çocuğuna olan merhametinden daha fazladır." [Buhari] "Lailahe illallah Muhammedün Rasulullah, diyene Allahü Tealâ Cehennemi haram kılar." [Buhari] "Allahü Tealâ, kıyamette, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok kişiyi affeder. Hatta İblis bile affolunacağını umar." [İbni Ebiddünya] buyruldu. Hadis-i Kudside de: "Ben Allah’ım, benden başka ilah yoktur. Rahmetim, gazabımı geçmiştir. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın, O'nun kulu ve rasulü olduğuna şehadet eden, Cennete girer." [Deylemi] buyruldu.
Rabbimiz sonsuz merhamet sahibidir. Görmüyor musunuz, inkarcılar, hergün Allahü Tealâ'ya karşı bin türlü edepsizliği yaptıkları halde O, sabırla, son nefeslerine kadar onların tevbe etmelerini bekliyor. Ama onlar artık ahırette bu merhameti bulamayacaklardır. Orada yalnız müminlere rahmet edilecektir. Müminler dünyada her anlarında daima Allahü Tealâ'nın yardım ve desteğine mazhar oldukları gibi ahıret aleminde de, imanları oranında, O'nun desteğine mazhar olacaklar, kendilerine büyük lütuf ve ihsanda bulunulacaktır. Kalbinde zerre kadar iman olanlar bile bu destekten nasiplerini alacaklardır. Orada hiç kimseye haksızlık edilmeyecek, kâfirlerin yüzlerine bakılmayıp doğru cehenneme gönderilirken müminler, günahları oranında cezalarını çektikten sonra, sonunda gene cennetle ödüllendirileceklerdir. Cennet nimetleriyle ilgili olarak: "Cennette hiç kimsenin görmediği, işitmediği ve hayal bile edemediği nimetler vardır." [Müslim] "Cennet nimetleriyle, dünyadakiler arasında yalnız isim benzerliği vardır." [Beyheki] "Cennet ehli, hiç hastalanmaz ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur." [Müslim] buyruldu.
Değerli okuyucularım, kuşkusuz, kişinin her isteğine kavuştuğu ebedî bir cennet hayatı müminler için çok büyük bir ödül ise de müminler için asıl mutluluk, dünya hayatında hep arzuladıkları fakat göremedikleri Rabblerini orada görmek (Rüyet) olacaktır. Kâfirler de bu büyük mutluluktan mahrum kalacaklardır. Rüyet haktır. Ayet-i kerimelerde: "Onlar [kâfirler] o gün Rablerini görmekten mahrumdur." [Mutaffifin, 15] "Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar, Rabbine bakar." [Kıyamet, 22-23] buyruldu. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz de: "Dolunayı gördüğünüz gibi kıyamette Rabbinizi açıkça görürsünüz" [Buhari] buyurdu. Değerli okuyucularım, hepinizin bildiği gibi Allahü Tealâ hazretleri zamandan ve mekandan münezzehtir. Orada zamansız ve mekansız olarak nasıl tecelli edeceğini de kendi ulu Zat'ından başka kimse bilemez. Dinimizin değerli bilginleri, herkesin, ahıret aleminde Allahü Tealâ'yı, dünyada hatırladığı oranda göreceğini bildirmişlerdir. O'nu dünyada çok analım ki ahırette çok görenlerden olalım. Rabbimiz bizleri, iki alemde de aziz eylediği, cennetiyle ve cemaliyle sevindirdiği kullarından eylesin. Allah'a emanet olunuz. Dr. İsmail Ulukuş
| ||