035 Kabir hayatı, kıyamet ve haşr
Her insan için Ahıret Hayatı, o kişinin ölümü ile başlar. Ahıret hayatı, kabir hayatı (berzah), birinci sûrun üflenmesiyle Allahü Tealâ'nın diledikleri dışında tüm canlı alemin yok olması (kıyamet), ikinci sûrun üflenmesiyle yeniden diriliş (ba's), hesap için huzuru ilahîde toplanma (haşr), herkese dünyada iken tüm yaptıkları ve söylediklerinin kaydının tutulduğu kayıt defterlerinin dağıtılması, hesapların görülmesi (hesap), Allah indindeki değerli kulların (peygamberler, evliya, veliler, şehidler, salihlerin) kusurlu müminlerin bağışlanması için yakarışı (şefaat) ve herkesin yaptıklarının karşılığını görmesi için cennet veya cehenneme gönderilmesi (sırat, cennet veya cehennem), kusurlu mümminlerin cezalarını çektikten sonra tekrar cennete sevki ve sonsuza kadar sürecek "ebedî bir hayat" gibi çeşitli aşamalardan oluşmaktadır. Bu konudaki bilgileri, Rabbim izin verirse, Kur'an-ı kerim'in ve Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin bildirimlerine dayanarak sizlere aktarmaya çalışaca- ğım. Değerli kardeşlerim, bu bildirimlere kulak verelim. Bunları, küçük dünya menfaatleri için bir sürü yalan uydurmakta sakınca görmeyen biz zayıf insanların sözleri gibi algılamayalım. Peygamber efendilerimiz, hayatlarında yalan söylememişlerdir. Doğru sözlü olmak (sıdk), peygamberliğin temel niteliklerinden biridir. Onlar en küçük bir hatalarında bile, bizzat elçisi oldukları Allahü Tealâ tarafından uyarılmışlardır. Allahü Tealâ, onların şahsında, bir insanın yaşayabileceği günahlar dışındaki her hayatı yaşatmış ve onları bize rehber kılmıştır. Peygamberlerin hayatı, insanların ebedî mutluluk ve huzurunu sağlayacak örnek ve temsilî bir hayattır. Onların bizlere bildirdiklerine inanarak onlara tabi olmak, bizler için kurtuluş kapısıdır. O sebeple onların hiçbir beyanlarını hafife almayalım. Küresel medyanın, insanı sürekli nefsinin hevasına sürükleyen, 'ye, iç, gez, eğlen, çal, oyna, gününü gün et' telkinlerine kapılıp Rabbimizi ve ahıret hayatını bir an bile unutmayalım. İnsan bin yıl da yaşasa sonu ölümdür ve sonunda Rabbine kavuşur. Yaşadığı hayatın, yaptığı her davranışın ve ağzından çıkan her sözün hesabını verir.
Ahıret hayatının ilk durağı kabirdir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz: "Kabir, ahiret menzillerinin ilkidir. Buradan kurtulana, sonrakiler daha kolaydır. Burada kurtulamayana, ilerdekiler daha zordur." [Tirmizi, İbni Mace] buyurdu. İnsan ölüp kabre konulunca Münker ve Nekir adlı iki meleğin gelerek kişiye Rabbini, dinini ve peygamberini soracakları, Mü'min kişinin bu sorulara doğru cevaplar vereceği, ama kâfirin veremeyeceği bildirildi. Hadis-i şerifte: "Münker - Nekir melekleri, sual cevaptan sonra mümin ölüye, 'Cehennemdeki yerine bak, Allahü teâlâ değiştirip sana Cennetteki yeri ihsan eyledi' derler. Ölü bakıp ikisini de görür." [Buhari] buyruldu. Rasulullah (s.a.v.)'in sözlerinden anlaşıldığına göre, kabir; kıyamet ve hesaptan sonra ortaya çıkacak durumun bir ön uygulaması olup ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur. Hadis-i şeriflerde: "Kabir ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukurudur" [Tirmizi] "Müslümanın kabri, Cennet bahçesidir." [Tirmizi] "Mümin kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın ondördü gibi aydınlatılır. 'Feinne lehü me'îşeten danken' âyeti, kâfirlerin kabirde görecekleri azabı bildirir. 99 tinnin kâfirleri kıyamete kadar kabrinde sokup azap eder." [Tirmizi] buyruldu.
Kabir azabı, inanılması gereken hususlardandır. Beydavi'nin tefsirinde: "Onları iki defa azaba uğratırız." [Tevbe, 101] âyet-i kerimesinde bildirilen iki azabdan birinin kabir azabı olduğu bildirilmiştir. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz de: "Kabir azabı haktır." [Buhari] "Kabir azabının çoğu, üzerine idrar sıçratmaktan olacaktır." [İ.Mace, Nesai] "Dün gece rüyamda, bir kimseyi kabir sıkarken gördüm. Namazı gelip onu kabir azabından kurtardı." [Hâkim] "Gizleyebilseydiniz, kabir azabını işitmeniz için Allah’a dua ederdim." [Müslim, İ. Ahmed, Nesai] "Kabir azabından Allah’a sığınınız." [Müslim, İ.Ahmed] "Allahü Teâlâ, bazı kimseleri, insanların ihtiyaçlarını gidermek için yaratmıştır. İnsanlar, ihtiyaçları için onlara başvururlar. İşte bunlar, kabir azabından emindirler." [Taberani] "Şehid, kabir azabından emindir." [İbni Mace, Beyheki] buyurdu.
Ancak bazı mü'minlerin sorgusuz doğruca cennete gidecekleri bildirilmiştir: "Sabırlı ve ihlâslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer." [Taberani] "Allahü Teâlâ buyuruyor ki: Kulumla ahdim vardır. Namazlarını vaktinde, eksiksiz kılarsa, ona azap etmem ve onu hesapsız Cennete koyarım." [Hakim] "Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mümin, hesaba çekilmeden Cennete girer." [İ.Hibban] "Kıyamet günü insanlar hesaba çekilirken, bir münadi üç defa 'Allah’tan alacağı olanlar, kalksın ve Cennete girsin' diye seslenir. Bunu duyanlar, 'Allah’tan alacaklı olanlar kimler ki?' derler. 'İnsanları affedenlerdir' denir. Bunun üzerine binlerce kişi ayağa kalkar, sorgusuz sualsiz Cennete girerler." [Taberani] "Allahü Teâlâ, belâya maruz kalan kuluna kıyamette tekrar sual sormaz." [Hâkim]
Değerli okuyucularım, Hatırlayacaksınız, kıyametin küçük ve büyük belirtilerini sizlere yazmıştım. Müslim'in bildirdiği bir hadis-i şerif, Mehdi'nin gelmesi ve Kâbe'nin yıkılması dışındaki tüm büyük belirtileri içerisinde toplamıştır. Yeniden hatırlamak bakımından onu aşağıya alıyorum. "Şu alametler çıkmadan kıyamet kopmaz: Güneş batıdan doğar, üç yer batar, İsa iner, Duman, Dabbet-ül-arz, Deccal, Yecüc Mecüc ve Aden’den bir ateş çıkar." [Müslim] Kuşkusuz her şeyin en doğru bilgisine sahip olan, yalnız sonsuz ilim sahibi Allahü tealâ'dır. Ancak bu güçsüz kardeşiniz, küfrün yaygınlaşması, kötülerin dünyaya egemen olması, iyiliğin kötülük, kötülüğün iyilik sayılması gibi hallerin ortaya çıkmasından sonra kopacak olan kıyametin en önemli belirtisinin, güneşin batıdan doğması olduğnu düşünüyorum. Çünkü bu artık madde alemine ait var olan kurulu düzenin tamamen değişmesi anlamına gelmektedir. Bu çok önemli belirti ortaya çıktıktan sonra insanlar iman etseler de onlardan bu imanlarının kabul görmeyeceği hadis-i şeriflerde bildirilmiştir: "Güneş batıdan doğmadıkça, Kıyamet kopmaz. O zaman herkes iman ederse de, fayda vermez." [Buhari, Müslim] buyruldu. "Şu üç şey ortaya çıkınca, iman etmemiş veya imanından hayır kazanmamış olana, imanı fayda vermez: Güneşin batıdan doğması, Deccal ve Dabbet-ül-arz." [Tirmizi].
Kıyamet, İsrafil (a.s.) tarafından sûrun üflenmesiyle kopacaktır. Aşağıdaki ayet-i kerimeler, sûra iki defa üfleneceği, birincisinde Allahü Tealâ'nın diledikleri dışında, yer ve gökte olan tüm canlıların öleceği, ikinci üfürüşte de tüm zamanlar boyunca gelip geçmiş bütün canlıların yeniden dirilerek hesap için huzuru ilahide toplanacaklarını bildirmektedir. "Sura üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sura bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar." [Zümer, 68] "Sura bir üfürüşle üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak olur, kıyamet kopar. Gök yarılır; o gün düzeni bozulur." [Hâkka, 13-16] "Sura üfürüldüğü gün, Allah'ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar da yerde olanlar da, korku içinde kalırlar." [Neml, 87] "Vah halimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?, derler. Onlara: 'İşte Rahman olan Allah'ın vadettiği budur, peygamberler doğru söylemişlerdi' denir." [Yâsin, 52] Kıyamet, kuşkusuz, tam bir dehşet anıdır. Şu yaşadığımız dünyada, kurulu düzen içinde dahi, sıcaklık, yaşama optimumlarımızın 15-20 derece altına ve üstüne kaydığı zaman bile ne büyük sıkıntılar çekiyoruz. Bir de tüm düzenin değiştiği o anı düşünün. Bu zaman Kur'an-ı kerimde: "Güneş büzüldüğü, yıldızlar kararıp döküldüğü, dağlar yürütüldüğü, kıyılmaz malların bırakıldığı, vahşi hayvanlar bir araya toplandığı, denizler kaynatıldığı zaman, ..." [Tekvir, 1-6] olarak nitelenmektedir. Ancak hadis-i şerifte Allahü Tealâ'nın istediği kullarına kıyamet gününün uzunluğunu bir farz namazı kadar kısa hissettireceği bildirildi. "Allahü teâlâ istediği kula, kıyamet gününün uzunluğunu bir farz namazı vakti kadar kısa hissettirir." [Beyheki]
Yeniden dirilişten sonra tüm canlılar, hesap için, Allahü Tealâ'nın huzurunda toplanacaklardır. "Rabbin O'dur ki, onları kıyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktır." [Hicr, 25] "Sura üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar." [Yâsin, 51] "Tek bir çığlık kopar, hepsi, hemen huzurumuza getirilmiş olur." [Yâsin, 53] "Hepsi Allah'a boyunları bükülmüş olarak gelirler." [Neml, 87] Dünyada iken Allah'ı kalb gözü ile göremeyip inanmayanlar ve O'nu hiç anmayanlar, ahırette de kör olarak haşrolacaklardır: "Kıyamette onları kör, dilsiz ve sağır bir hâlde yüzüstü haşrederiz. Onların varacağı ve kalacağı yer Cehennemdir." [İsra, 97] "Beni anmayan, sıkıntılara düçar olur, Kıyamette de kör olarak haşrolur." [Taha, 124]
Diğer yandan herkes muhabbet duyduğu kimselerle birlikte haşrolacaktır. Hadis-i şeriflerde: "Kişi sevdiğiyle haşrolur. Kâfirleri seven kâfirlerle beraberdir. İyi ameli kendisine hiçbir fayda sağlamaz." [Taberani] buyruldu. Müslümanlara yardım eden iyiler, peygamberlerle birliktedirler. "Müslümana sözle yardım eden veya onun için bir adım yürüyen, Kıyamette emin olarak, peygamberlerle haşrolur ve 70 şehid sevabına kavuşur." [Hatîb] "Çoluk çocuğu çok ve rızkı az olup, namazlarını şartlarına uygun olarak kılan ve Müslümanları gıybet etmeyen, benimle birlikte haşrolur." [M. Masumiyye] "Allahü teâlânın rızası için, helâli ve haramı açıklayan kırk hadisi, ümmetime bildiren, âlim olarak haşrolur. [Ebu Nuaym] Orada herkes dünyadaki işlerine göre muamele görecektir: "Kabirden kalkınca, [herkes ameline göre] binitli, yaya, sürünerek veya yüzüstü haşrolacaktır." [Hâkim] Rabbim bizleri, dünyada da ahırette de iyilerin safında olanlardan eylesin! Allah'a emanet olunuz. Dr. İsmail Ulukuş
| ||