015  Kitaplara iman nasıl olmalı?


Değerli okuyucularım,

Doğru ve kâmil bir imanın üçüncü şartı, Allah'ın kitaplarına inanmaktır. Ayet-i kerimede müttakîler için:

"Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanırlar;" [Bakara, 4] buyruldu.

Demek ki hem Rasulullah (s.a.v.) Efendimize indirilen Kur'an-ı kerime, hem de önceki peygamberlere indirilen Zebur, Tevrat, İncil ve suhuflara inanmak şarttır. Bunların hepsinin içeriğinin söz, tertip ve anlam olarak Allahü Tealâ'nın katından geldiğine ve O'nun yüce zatına ait olduğuna inanmalı, kabul edip onaylamalıdır. Eğer bu iman, kabul ve onaylamada kuşkular olursa, o iman, kusurlu bir iman olur. Rasulullah Efendimiz:

"Cehennemde günahkârlar, imanlarının bozukluğu kadar azap çekerler." [Hâkim] buyurdu.

"Allahü Tealâ, yeryüzüne, yüz sahife ve dört büyük kitap indirmiştir. Bunların hepsini, Cebrail aleyhisselâm getirmiştir. On sahife, Adem aleyhisselâma; elli sahife, Şit aleyhisselâma; otuz sahife, İdris aleyhisselâma; on sahife, İbrahim aleyhisselâma gönderildiği hadis-i şerifte bildirilmiştir. [Sahife, küçük kitap, risale demektir. Bizim bildiğimiz bir yaprak kâğıdın bir yüzü demek değildir.] Dört kitaptan, Tevrat-ı şerîf, Musa aleyhisselâma; Zebur-ı şerîf, Davud aleyhisselâma; Incil-i şerîf, Isa aleyhisselâma; Kur'an-ı kerim, âhir zaman Peygamberi Muhammed aleyhisselâma inmiştir."[1]


# İlahi Rahmetin kaynakları: Dört büyük kitap

Suhuflar hakkında fazla bir bilgi olmamakla birlikte dört büyük kitapla ilgili olarak Kur'an-ı kerimde açık beyanlar vardır. Ayet-i kerimelerde:

"Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik" [İsrâ, 55]

"Doğrusu Biz yol gösterici olarak Tevrat'ı indirdik." [Maide, 44]

"Kendinden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerinde, Meryem oğlu İsa'yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nur bulunmak, önündeki Tevrat'ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil'i verdik" [Maide, 46]

"Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve o Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur." [Yunus, 37] buyruldu.

Suhuflarla ilgili olarak da:

"Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır." [A'la, 18-19] buyruldu.

Değerli okuyucularım, ilahî kitaplar, Allahü Tealâ'nın kelam sıfatının bir tezahürüdür. Bu kitap ve sahifeler, O'nun katından, elçileri aracılığıyla yeryüzündeki insanlara ulaştırılmış rahmet kaynaklarıdır. O sebeple bu kitap ve sahifelerin tamamına hiçbir tereddüt göstermeden inanmalıdır. Hepsinin içeriğinin Cenab-ı Hakk'ın katından bir hak ve gerçek olduğunu kabul edip onaylamalıdır. Bu kitap ve sahifelerin hepsi, insanlık için bir iyilik ve mutluluk rehberidir. Ayet-i kerimelerden de açıkça anlaşıldığına göre her sonraki kitap bir öncekini doğrulamak, açıklamak ve önceki üzerinde yapılan yanlış yorum ve uygulamaları düzeltmek üzere gönderilmiş ve insanlığın gelişimine bağlı olarak da bazı yeni hükümler getirmiştir. En son Kitap'a uymak, olgunluktur. O sebeple en son gönderilen Kitap'a, yani Kur'an-ı kerim'e tabi olarak, dünya ve ahıret mutluluğunu elden kaçırmamaya çalışmalıdır.


# Kur'an, ilahî bir rahmettir

Değerli okuyucularım,

Adem aleyhisselâmdan bu yana bütün peygamber efendilerimizin bizlere bildirdikleri din, İslâm'dır. Çünkü Allah (c.c.) katında İslâm'dan başka din yoktur. Ayet-i kerimede:

"Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır." [Al-i İmran, 19] buyruldu.

Allah'ın varlığını, birliğini ve yarattığı tüm âlemler üzerindeki sahiplik ve egemenliğini kabul ve onaylamaya dayanan bu dine "tevhid dini" denir. Bu dinin esası; tek olan, eşi, benzeri, ortağı olmayan Allahü Tealâ hazretlerine ve O'nun elçileri aracılığıyla bildirdiği, O'ndan gelen her şeye inanmak; O'nu kabul ve tasdik etmek; O'na teslim ve tabi olmaktır. Allahü Tealâ'ya teslim ve tabi olmak demek, O'nun iradesine, O'nun arzu ve isteklerine uymak, O'nun hükümlerine göre hareket etmek demektir.

Gerçekte Allahü Tealâ hazretlerinin bu istek ve arzuları, bu ahkâmı, insanın ebedî mutluluğunun temel kaynağıdır. İnsan için, rahmettir. Yoksa her şeyi kendisi yaratmışken, hiçbir şeye ihtiyacı yok ve her şey O'na muhtaç iken, Ulu Yaratan kendisi için insanlardan, aciz kullarından ne isteyebilir ki? Yaratan, insanı eşref-i mahlûk olarak yaratmış ve onu hadsiz hesapsız nimetlerle donatmıştır. Kitaplarında bizlere bildirdiği bu hükümlerle de bizleri, olgunlukların doruklarına taşımak, bizleri kâmil insan mertebesine yükseltmek ve böylece nimetlerini tamamlamak istemektedir.


# Rabbilalemin, bize olan nimetini tamamlamak istiyor

Ayet-i kerimede:

"Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister..." [Maide, 6] buyruldu.

Keşke biz insanlar bu rahmetin farkında olup Rabbimizin bu arzularını gereği gibi yerine getirebilseydik.

Değerli okuyucularım, Allahü Tealâ'nın rahmet kaynağı olan bu ahkâmı, O'nun Cebrail (a.s.) aracılığıyla peygamberlerine gönderdiği kitaplarla insanlara bildirilmiştir. Bu kitapların ve suhufların hemen hepsinde insanoğlunun bir olan, eşi, benzeri, ortağı olmayan tek yaratıcı Allah'a, O'nun meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, her şeyin O'nun tarafından yaratıldığına, her şeyin yaratılış amacına uygun şekilde tertip ve tanzim edildiğine, biçimlendirilerek ölçülendirildiğine, ahıret âlemine ve büyük hesap gününe inanmaları istenmiştir. Ayrıca yalan söylememek, zina etmemek, haksız yere cana kıymamak, başkalarının mallarına ve canlarına zarar vermemek, anaya babaya iyilik yapmak, ölçü ve tartıda hile yapmamak, hısım, akraba ve yakınları ziyaret etmek gibi insanı hayra götürecek doğru bir yaşama biçiminin ölçüleri bildirilmiştir. Allahü Tealâ'nın ahkâmını bildiren bu kitapların hepsinde bildirilen din, İslâm'dır. Bu kitapların hepsi de İslâm'ın kitaplarıdır.

Bu kitapların sonuncusu, insanlığın en gelişmiş bir döneminde gelen ve ebediyete kadar insanlığın uyacağı hükümleri bildiren Kur'an-ı kerimdir. Kur'an-ı kerim, tam anlamıyla mucize bir kitaptır. Kur'an üzerinde birazcık inceleme yapan herkes, hemen bunun farkına varır. Müşrikler mucize isteyince Allahü Tealâ:

"Kur’an gibi bir kitabı sana indirmemiz, yetmez mi?" [Ankebut, 51] buyurdu.

Allahü Tealâ, Kur'an için:

"Sen, sana bu Kitap'ın verileceğini ummazdın. O ancak Rabbinin bir rahmetidir." [Kasas, 86]

"Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür." [Züfruf, 44]

"İşte bu Kuran doğruluk rehberidir." [Casiye, 11]

"Oysa sen buna karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. Kuran, âlemler için sadece bir öğüttür." [Yusuf, 104]

"And olsun ki Biz bu Kuran'da, belki öğüt alırlar diye, insanlara her türlü misali verdik." [Zümer, 27] buyurdu.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş


----------------
[1] http://www.tamilmihal.de/kitap/birinci-kism-ma%E2%80%99lumat-i-nafi%E2%80%99-faideli-bilgiler