009  Allah'ın Zatî Sıfatlarına asla halel getirilmemelidir


Değerli okuyucularım,

Allahü Tealâ hazretleri, görmek, işitmek gibi "Subutî Sıfatları" ile, acımak, merhamet etmek, cömertlik, adalet ve sabırlı olmak gibi ahlakî meziyetlerinden yarattığı kullarına da kısmen, temsilî bir nitelikte olmak üzere, ihsan buyurmuştur. Ancak bu sıfatlarıyla da asla yarattıklarıyla kıyaslanmamalıdır. Çünkü Rabbimizin tüm sıfatları, bütün eksikliklerden uzak, tam ve kâmil sıfatlardır.

O'nun zatına ait öznitelikler olan "Zatî Sıfatlarına" ise asla halel getirilmemelidir. Çünkü bu sıfatlar kısmî ve temsilî biçimde de olsa O'nun yüce zatı dışında yarattığı diğer hiçbir canlıda ve cansızda bulunmaz. Tekrar hatırlayalım: Bunlar O'nun, mutlak anlamda var olması (vücud), varlığının ezelî ve ebedî olması (kıdem ve beka), Zatında, sıfatlarında, yaratma ve işlerinde tek olması (vahdaniyet), varlığının kendinden olması (kıyam binefsihi), ve yarattığı şeylerden hiçbirine benzememesi (muhalefetün lil havadıs) gibi ilahlık sıfatlarıdır.

Materyalistler, ellerinde hiçbir delil olmadığı halde, Allahü Tealâ tarafından yaratılmış, tertip ve tanzim edilmiş olan evreni ezelî ve ebedî varsayarak, yani Allahü Tealâ'nın vücud, kıdem, beka ve diğer sıfatlarına halel getirerek küfre düşmektedirler.

Putperestler, putları Allahü Tealâ'nın yerine koyarak, yani O'nun bütün zati sıfatlarına halel getirerek küfre düşmektedirler:

"Senden önce gönderdiğimiz her peygambere: Benden başka tanrı yoktur, Bana kulluk edin, diye vahyetmişizdir." [Enbiya, 25]

"Onlar, Allah'ı bırakarak, kendilerine fayda da zarar da veremeyen putlara taparlar. ... Allah, onların ortak koşmalarından münezzeh ve yücedir." [Yunus, 18]

"Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, şimdi onu dinleyin: Sizlerin Allah'ı bırakıp taptıklarınız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamıyacaklardır. Sinek onlardan bir şey kapsa, onu kurtaramazlar; isteyen de, istenen de aciz!" [Hac, 73]


# Allah'ın oğlu kızı yoktur, O yarattıklarına benzemez

Bazı Yahudiler ve Hıristiyanlar, Allah'a çocuk isnat ederek, yani Allahü Tealâ'nın muhalefet'ün lil havadis (yarattıklarından hiçbir şeye benzemez) sıfatına halel getirerek küfre düşmektedirler:

"Yahudiler, Üzeyr Allah'ın oğludur dediler; Hıristiyanlar, Mesih Allah'ın oğludur dediler. Bu, daha önce inkar edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözdür. ..., nasıl da uyduruyorlar!" [Tevbe, 30]

"And olsun ki, Allah ancak Meryem oğlu Mesih'tir diyenler kafir oldular. Oysa Mesih, Ey İsrailoğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin; kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram eder, varacağı yer ateştir, zulmedenlerin yardımcıları yoktur dedi." [Maide, 72]

"Allah çocuk edindi, dediler; haşa; O müstağnidir; göklerde ve yerde olanlara sahiptir. Elinizde, onun çocuk edindiğine dair bir delil yoktur, bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı nasıl söylüyorsunuz?" [Yunus, 68]

"Allah çocuk edinmek isteseydi, yaratıklarından dilediğini seçerdi. O münezzehtir, O; gücü her şeye yeten tek Allah'tır." [Zümer, 4]

"Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz. Göklerde ve yerde olan her şey Rahman'a baş eğmiş kul olarak gelecektir." [Meryem, 92-93]

Bazı Hıristiyanlar, ayrıca, Allahü Tealâ'nın birliği, yani vahdaniyet sıfatına halel getirerek de küfre düşmektedirler.

"Allah, üçün üçüncüsüdür, diyenler elbette kâfir olmuşlardır. Oysa tek ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse, elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azap dokunacaktır." [Maide, 73]

Bir takım insanlar da güneşi, ayı, ateşi tanrı yerine koyarak küfre düşmektedirler. Ayet-i kerimede:

"Güneşe ve aya secde etmeyin; eğer Allah'a kulluk etmek istiyorsanız, bunları yaratana secde edin." [Fussilet, 37] buyruldu.


# Şirkten uzak olmalıdır


Değerli okuyucularım,

Allahü Tealâ'nın zatında, sıfatlarında, işlerinde ve ilahlığında tek olması esası, yani "tevhid" inancı, İslam'ın temelini oluşturur. Bu temel inancın ihlaline, "şirk" adı verilir. Şirk,yani Allah'a ortak koşmak, büyük günahların ilkidir. En büyük günahtır. O sebeple "tevhid" inancına asla ve kesinlikle halel getirilmemelidir. Ayet-i kerimelerde:

"Allah'a ortak koşmadan, halis olarak Allah'ı birleyenler olun." [Hac, 31]

"Sakın Allah'la beraber başka tanrı edinme. Yoksa yerilmiş ve kovulmuş olarak cehenneme atılırsın." [İsra, 39]

"Onlara söyle: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana, tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyolunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan bağışlanma dileyin; vay O'na ortak koşanların haline!" [Fussilet, 6]

"Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günahla iftira etmiş olur." [Nisa, 48]

buyruldu.

Korunmasını bizatihi Allahü Tealâ'nın üstlendiği, sözlerin en güzeli, kelamullah, İslam'ın temel ve en sağlam kaynağı, mucize kitap Kur'an-ı kerim, baştan aşağı bu temel esasın vurgusuyla doludur.

"İnsanlar arasında, Allah'ı bırakıp, O'na koştukları eşleri tanrı olarak benimseyenler ve onları, Allah'ı severcesine sevenler vardır. Müminlerin Allah'ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Zalimler azabı gördükleri zaman, bütün kuvvetin Allah'a aid bulunacağını ve Allah'ın azabının şiddetli olduğunu keşke bilselerdi!" [Bakara, 165]


# Gizli şirk

Değerli okuyucularım, bir de şirkin gizlisi vardır ki hiç farkında olmadan bizi felakete sürüklemesi sebebiyle, pek önemlidir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir." buyurunca Ashab-ı Kiram:

"Küçük şirk nedir, Ya Resûlallah?" diye sordular. Bunun üzerine Rasulullah Efendimiz:

"Riyadır. Yani başkalarına gösteriş için ibadet yapmaktır. Allahu Tealâ, kıyamet günü herkesin amelinin karşılığını verirken, insanlara gösteriş için ibadet yapanlara şöyle der: Dünyada kendileri için gösteriş yaptığınız kimselere gidin. Bakın bakalım onların yanında size verecekleri bir şey bulabiliyor musunuz?" [Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 428] buyurdular.

Başkalarına gösteriş için ibadet yapıldığı zaman, zatında, sıfatlarında, işlerinde ve ilahlığında tek olan Allahü Tealâ'nın uluhiyyet hakkına halel getirilmiş, O'na zulmedilmiş olur. Ayet-i kerimede:

"Allah'a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük zulümdür" [Lokman, 13];

Kutsî hadiste de:

"Ben, kendisine şirk koşulmasından en uzak olanım. Kim işlediği amelde benden başkasını bana ortak kabul ederse, o kişiyi ortak koştuğu ile baş başa bırakırım." [Müslim] buyruldu.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş