101  Mü'minler Kardeştirler!


Sevgili okuyucularım!

İslam Müslümanlar arasında manevi bir kardeşlik tesis etmiştir. Bu kardeşlik ana-baba bir kardeşlikten daha kapsamlı tüm Müslümanları birbirlerine gönül bağıyla bağlayan bir kardeşliktir. Bu kardeşlik dünyanın neresinde, rengi, ırkı, cinsi ne olursa olsun birlik ve beraberlik içinde dipdiri bir İslam Kardeşliğidir.

İslam Kardeşliği sınır tanımaz. Sınırlar ötesinde, Filistin'de, Bangledeş'te, Myanmar'da, Mısır'da ve yüreklerin yandığı Suriye'dedir.

Sadece kendi hayatımızı önemsediğimiz bir hayat tarzımız olamaz. Sadece ibadetlerimizi yapmakla mükellefiyetlerimizi yerine getirmiş olmayacağız. İbadetlerimiz Rabbimize yaptığımız yolculuğumuzda bizim için bir aydınlıktır. Ancak kardeşlerimizin hak ve hukuklarını ihmal ve ihlal etmek bu yolculuğumuzu sekteye uğratacaktır. Her devirde muhtaç olduğumuz muhacir-ensar kardeşliğini bu çağda yeniden hatırlama ve hayata aktarma vaktinin geldiğini bilmemizi arzu ediyorum. Çünkü kamil bir müslüman olabilmenin yolu, dünya ve ahiret cennetini elde etmenin yolu Müslüman kardeşlerimizin haklarına riayet etmekledir.

Bizler Müslüman’ız. Bizler birbirimizin manevi kardeşleriyiz. Birbirimize karşı sorumluluklarımız var. Yapmamız gereken sorumluluklar olduğu gibi yapmamamız gereken sorumluluklarda var.

Peki nasıl bir kardeşlik!

Kendimiz için istediğimizi Müslüman Kardeşimiz için istememiz gereken bir kardeşlik.

Bizler Müslüman olarak bize ne yapılmasını arzu ediyorsak Müslüman kardeşimize de öyle davranmamız gerekir. Şahsımıza yapılmasını hoş karşılamadığımız bir şeyi başkasına yapmak hem insani değildir, hem de Efendimiz bundan bizleri nehyetmiştir. Bir hadislerinde Hz. Fahr-i Kainat (s.a.s) şöyle buyurmaktadır.

"Kim, cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulmayı isterse, ölümünü, Allah'a ve âhirete inanmış olarak karşılasın. Bir de başkalarına karşı, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa öyle davransın."[1]

Müslüman Müslüman’ın manevi kardeşidir. Bu kardeşlik Yüce yaratan tarafından tesis edilmiştir. Hepinizce malum olduğu üzere Hucurat süresinde şöyle buyrulmaktadır.

“Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah'tan sakının, umulur ki merhamet olunursunuz.”[2]

Sevgili Peygamberimiz Müslümanlar arasında bulunması gereken kardeşliği bize şöyle bildirmektedir.

“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”[3]

Sahip olduğumuz bazı kötü davranışlar kardeşlik kavramını zedeler.Toplumumuzda vazgeçilemeyen yanlışlıklar arasında gıybet etmek, kötü, küfürlü, şerli, gönül kıran söz söylemekte üzülerek görmekteyiz ki mevcuttur. Oysaki Müslüman’a, gıybet etmek, kardeşine kötü sözler söylemekte yasak kapsamına alınmıştır.

Kur’an-ı Kerimde gıybet yasağı bizlere şöyle bildirilmektedir.

“Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin; hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz; Allah'tan sakının, şüphesiz Allah tövbeleri daima kabul edendir, acıyandır.”[8]

Ebu Hureyrenin rivayet ettiği ve zaman zaman hatırlatılan bir hadiste Efendimiz (s.a.s) gıybeti şöyle tarif etmektedir.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- "Gıybet nedir, bilir misiniz?"
- Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:
- "Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır" buyurdu.
- Söylenenayıpeğerokardeşimdevarsa,ne dersiniz?" diye soruldu.
- "Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir," buyurdu.
[9]
Üzülerek görmekteyiz ki günümüzde küfürlü konuşmalar yaygın hale gelmiştir. Oysaki Müslüman’a küfür etmek fasıklık alametidir. Biz bunu Efendimiz (s.a.s)’den şöyle öğrenmekteyiz.

"Müslüman’a sövmek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür."[10]

Peki, nasıl konuşacağız. Efendimiz bir hadislerinde konuşmayla ilgili nasıl bir davranış modeli benimsememizi veciz bir şekilde bizlere şöyle aktarmaktadır.

“Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.”[12]

Koğuculuk (nemime) olarak ifade edilen laf taşımak Müslüman’a yakışmayan sıfatlardandır. Ayrıca böyle davranışlar sergileyenlerin cennete giremeyeceği uyarısı vardır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) hadislerinde şöyle buyurmaktadır.

"Koğuculuk yapan cennete giremez."[13]

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanından geçmekte olduğu iki mezar hakkında şöyle buyurdu: "Bu ikisi, kendilerince büyük olmayan birer günahtan dolayı azâb görüyorlar. Evet, aslında (günahları) büyüktür. Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise, idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi."[14]

Müslüman'ın Müslüman’ı hor görmediği, onu alaya almadığı ona lanet etmediği bir kardeşlik.

Müslümanları hor görmek, alaya almak ve onlara lanet etmek Müslüman’a yakışmayacak davranışlardandır, Kur’an ve sünnette yasak kapsamına alınmıştır. Yüce Rabbimizin ayetleri ve Sevgili Peygamberimizin bu husustaki hadisleri şöyledir.

“Ey inananlar! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın, belki de onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar, belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın; birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır. Tevbe etmeyenler, işte onlar zalimlerdir.”[15]

"Müslüman kardeşini hor görmesi kişiye kötülük olarak yeter."[16]

"Birbirinize Allah'ın lâneti, gazâbı ve cehennem azâbı ile lânet ve beddua etmeyiniz!"[17]

"Olgun mü'min, yerici, lânetçi, kötü iş ve kötü söz sahibi olamaz."[18]

Müslüman'ın Müslüman’a küsmediği, ilişkisini kesmediği, ona sırtını dönmediği bir kardeşlik.

Aynı inancı gönlünde bulunduranlar arasında mutlak manada olması gerekenler vardır. İnanan kardeşine karşı, merhamet göstermek, yumuşak davranmak, mütevazı olmak, şefkatle muamele etmek bunlardan bir kaçıdır. Bu saymış olduğumuz davranışların zıddı ise asla inananlar arasında bulunmaması gereken davranışlardır ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in bir hadislerinde yapmamamız gerekenler bizlere şöyle bildirilmektedir.

"Birbirinize kin tutmayınız, hased etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir."[19]

"Pazartesi ve perşembe günleri cennet kapıları açılır. Din kardeşi ile aralarında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah'a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, evet siz bunları birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin! buyurulur."[22]

"Müslümanın din kardeşine üç günden fazla küs durması helâl olmaz. Kim müslüman kardeşini üç günden fazla terkeder ve o hal üzere ölürse cehenneme girer."[23]

"Kim, din kardeşini bir yıl terkedip küs durursa, onun kanını dökmüş gibi günaha girer."[24]

"Bir mü'minin, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl değildir. Üç gün geçmişse, onunla karşılaşıp selâm versin. Eğer selâmını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Yok eğer selâmını almazsa, almayan günaha girmiş olur. Selâm veren ise küs durmaktan çıkmış olur."[25]

Hakiki kardeşlik duygusuna erebilmek niyazıyla Allah’a emanet olunuz…

[1] Müslim, İmare 46
[2] Hucurat, 49,10
[3] Buhari, Mezalim 3
[8] Hucurat, 49/12
[9] Müslim, Birr 70
[10]Buhari,İman 36
[11]Buhari,Edeb,31
[12]Kalem.68/10-14
[13]Buhari,Edeb,49
[14]Buhari,Vudu,55
[15]Hucurat,49/11
[16]Müslim,Birr,32
[17] Ebu Davud,Edeb 45
[18] Tirmizi,Birr,48
[19]Buhari,Edeb,57
[22]]Müslim ,Birr,34
[23]- [24]-[25] Ebu Davud,Edeb,47