098  Ölümü Hatırlamak


Kıymetli okuyucularım,

Her canlı gibi isan da sınırlı bir ömre sahiptir.

Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır.

“Lezzetleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!” (Riyazü’s-salihin-580)

Ölüm imtihanın tabii bir sonucudur. İmtihan dünyasında yaşayan insanların yapmış olduklarının sonuçlarıyla karşılaşacağı zaman dilimine atılan ilk adım.

Ölümle karşılaşan ise mutlaka Rabbine geri döndürülecektir. Rabbimizin (c.c.) Kur’an-ı Kerimde bildirdiği üzere.

“Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.” (Ankebut,29/57)

Bir ayette şöyle buyrulmaktadır.

“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. “ (Enbiya,21/35)

Bu dünya imtihan yeridir. Bu döndürülüşün ise neticesinde karşılaşacağımız bazı durumlar var. Kur’an-ı Kerimde:

“Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.” (Al-i İmran,3/185)

Bu gerçeği hiçbir şey unutturmamalıdır. Dünya sevgisi, dünyanın süsü olan çocuklarımız, mallarımız ölüm gerçeğini hafızamızdan silmemelidir. Münafıkun Süresinde bildirilen ayetleri beraberce lütfen dikkatlice dinleyip anlayalım.

“Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Münafikun,63/9-11)

“Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.” (Nahl,16/61)

Ölüm fani âlemden ebedi âleme geçişin adıdır. Ölümle karşılaşan bizler için eğer ahiret sermayemiz iyi ise o zaman bu yolculuk çok güzel bir yolculuk olacaktır. Ya tam tersi ise, Ya ahiret azığımız az ise. O zaman Ölüm geride bıraktıklarımız için bir acı, hüzün, keder olsa da, asıl hüzün bizim için olacaktır. Sevgili Peygamberimizin bir hadisini tam bu noktada hatırlamakta fayda var. Gönüller Sultanı (s.a.s.) şöyle buyuruyor.

“Ölen kimseyi peşinden üç şey takip eder: Aile çevresi, malı ve yaptığı işler. Bunlardan ikisi geri döner, biri ise kendisiyle birlikte kalır. Aile çevresi ve malı geri döner; yaptığı işler kendisiyle birlikte kalır.” (Riyazü’s-Salihin,462)

Biz bizimle olacak olana asıl kıymeti vermeliyiz. İbni Ömer (r.a.)’tan aktarılan bir hadiste; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem omuzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran!”

İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle derdi:

Akşamı ettiğinde, sabahı bekleme!

Sabaha çıktığında, akşamı bekleme!

Sağlıklı günlerinde, hastalanacağın vakit için; hayatın boyunca da öleceğin zaman için tedbir al! (Riyazü’s-Salihin,575)

“ Ölüm sana vaiz olarak yeter." [ Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IV, 288.]

Allah’a emanet olunuz….