094  Kâmil bir iman için bazı ipuçları


Değerli okuyucularım,

Bu son yazımda da sizlere, Allah (c.c.) ve Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin bazı bildirimlerine dayanarak kâmil bir iman için bazı ipuçları vermeye çalışacağım.

Önce şunu hemen belirtmeliyim ki tam ve kusursuz bir iman için, elbette, Allah ve Rasulüne, tam ve kusursuz bir teslimiyet gerekir. Bu teslimiyetin ölçüsü ise, Allahü Tealâ'nın Rasulü vasıtasıyla bizlere bildirdiği, ilahî ahkâma (ilahî kurallara, şeriate) tam olarak uymaktır. Herkesin imanı, Allah'a ve Rasulüne itaat edip bu hükümlere uyması oranındadır. Ayet-i kerimelerde:

"Size merhamet edilmesi için, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin" [Al-i imran, 132]

"Allah’a ve O'nun ümmi nebi olan Resulüne iman edin, O'na tâbi olun ki, doğru yolu bulasınız." [Araf, 158]

"Allah’a itaat edin, Resulüne itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın!" [Muhammed, 33]

"Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur." [Nisa, 80]

"Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının!" [Haşr, 7] buyruldu.

Değerli okuyucularım, Allah (c.c.) katında tek din vardır, o da İslam'dır. İslam, kişinin kendi iradesini (nefsinin arzularını) bir yana bırakıp yaratıcısı ve terbiye edicisi olan Ulu Allah'ın iradesine (buyruklarına) teslim ve tabi olması demektir. Bu teslimiyetin temelinde "iman" yatar. İman ne kadar tam olursa, bu teslimiyette o kadar tam olur. Bu teslimiyet her türlü kurtuluşun anahtarıdır. Allahü Tealâ, ayet-i kerimelerde:

"Biz inananları ve Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtardık" [Fussilet, 18]

"Biz sadece Allah'a teslim olanlarız, deyin!" [Bekara, 136]

buyurdu.

Allah'ın buyruklarına uygun yaşamak, dünya ve ahıret mutluluklarının esasıdır. Çünkü sonsuz merhamet sahibi Rabbimizin bu buyrukları, kişiyi, daima, sonu hayır olan bir yaşayış biçimine götürür. Kişi, Rabbine inanır, O'nun her zaman kendisinin iyiliğini isteyen bir dostu (Mevlâsı) olduğunu düşünerek Rabbine tam bir sadakatla teslimiyet içinde olursa, Allah (c.c.) ona bütün hayır kapılarını açar. Ayet-i kerimede:

"Biz bizim uğrumuzda mücâhede edenleri elbette kendi yollarımıza kavuştururuz." [Ankebût, 69] buyruldu.

İşte kâmil bir imanın yolu, bu teslimiyetten geçer.

Kuşkusuz, ilahî kurallar içinde yasaklar, daha önemlidir. Çünkü onların çoğu kul hakkı içerir ve hemen hepsi nefislerimizin isteklerine sınırlar getiren hükümlerdir. Bu hükümlere uymaya, yani Allah'ın yasakladığı işlerden uzak durmaya "Takva" denir. İnsanlar ve toplulukların Allah yanındaki değerleri takva iledir:

"Allah yanında en değerliniz, takva ehli olanınızdır." [Hücûrat, 13]

İnsan her zaman Allah'tan korkan bir kul olmaya çalışmalıdır. Kişi, ihlâs, takva ve zikir ehli bir kul olursa, Rasulullah Efendimizin kâmil bir iman için aşağıda bildirdiği olgunluklar kendiliğinden gerçekleşir:

"En üstün amel, imandır. En üstün iman, Allah’ı hep yanında bilmektir." [Taberani]

"Nerede olursa olsun, Allahü Tealâ'yı unutmamak, kâmil imanı gösterir." [Beyhekî]

"En üstün mümin, Allah’ı çok anandır." [Tirmizi]

"Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel ahlâk, kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm." [Nesai]

"Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır." [Hakim]

"Mü'minlerin iman bakımından en kâmil olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır." [Nesâî,Tirmizî]

"İmanın efdali Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, diliyle de Allah'ı anmak, kendisine hoş geleni, başkasına da hoş görmek, istemediği bir şeyi başkası için de istememek, hayır konuşmak veya susmaktır." [Taberani]

"Yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız." [Tirmizi, İ. Ahmed]

"Kendisi için sevdiğini, din kardeşi için de sevmeyen gerçek mümin olamaz." [Buhari]

"Dine uygun bir iyilik edince sevinen, günah işleyince üzülen gerçek mümindir." [Tirmizî, Hâkim]

"Allah’ın dostlarını sevip düşmanlarını düşman bilenin imanı kâmildir." [Ebu Davud]

"İhsan sahibi olanın imanı kâmildir." [İ.Ahmed]

"Şu üç şey iman alametidir: Belaya sabır, nimete şükür, kazaya rıza." [İhya]

"İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine, sünnetine riayet ederek kılan mümindir."[İbni Neccar]

"Mescide devam edenin imanlı olduğuna şahitlik edin!" [İbni Mace]

Değerli okuyucularım, görüldüğü gibi, Allah'ı hep yanında bilip hiç unutmamak, yalnız Allah için sevip Allah için düşmanlık etmek, yasaklı ve şüpheli şeylerden uzak durmak (takva ve vera), ihsan, ikram ve güzel ahlâk sahibi olmak, yani gelmeyene gitmek, vermeyene vermek, zulmedeni bağışlamak, belâyı sabırla nimeti şükürle karşılamak, kendisi için istemediği bir şeyi din kardeşi için de istememek, hayır konuşmak veya susmak, namazları camide ve doğru bir şekilde kılmak, kâmil bir imanın olmazsa olmazlarındandır. Ayet-i kerimede:

"Yalnız Rabbine rağbet et." [İnşirah, 8] buyruldu.

Allahü Tealâ, bizleri, yalnız Rabbine rağbet eden, kâmil bir imanla yaşayıp kâmil bir imanla ölen mutlu ve huzurlu kullarından eylesin.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş