091  En büyük mutluluk: Rüyet


Değerli okuyucularım,

Geçen yazımda Kıyamet günü inkârcıların maruz kalacakları ebedî azapları anlatan onlarca ayet-i kerimeyi ard arda sıralarken, inanın, ürpermedim desem yalan olur. Burada bu güçsüz kardeşinizin amacı, elbette, insanların kalblerine korku ve dehşet salmak değildir. Ben sizlere "iman"ı ve Rabbimizin ona verdiği önemi anlatmaya çalışıyorum. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Rabbinizden bahsedince, korku verecek şey söylemeyin!" [Beyheki]

"Allahü Tealâ'yı kullarına sevdirin ki, Allahü Tealâ da sizi sevsin!" [Taberani] buyurdu.

Ama ehl-i küfrün de yarın ahıret aleminde maruz kalacakları muameleyi açık seçik bilmeleri gerekmez mi?

Mümin olsun kâfir olsun herkes, kendisini yaratan, dilediği her şeyi yapmaya hiçbir şeyin engel olamayacağı, her türlü güç ve kuvvetin biricik sahibi olan Rabbinden elbette çok korkmalıdır. Rasulullah Efendimiz hadis-i şeriflerde:

"İçinizde Allah’tan en çok korkan benim" [Buhari]

"Allah korkusu, her hikmetin başıdır." [Taberani]

"Aklın çokluğu, Allah korkusunun çokluğu ile belli olur." [İ. Muhber]

"Allahü Tealâ'dan hakkıyla korksaydınız, cehilsiz ilme kavuşurdunuz." [İbni Sünni]

"Allah korkusundan ağlayan bir adam cehenneme girmez." [Tirmizî]

"Allah korkusu ile kalbi ürperenin, ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür." [Beyheki]

"Müttekilerin hepsi hesapsız Cennete girer." [Taberani] buyurdu.

İnanan insan, Rabbinden çok korkmakla birlikte, Allahü Tealâ'nın rahmetinden de asla ümit kesmez. Ayet-i kerimelerde:

"Ey günahı çok olanlar, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah bütün günahları affeder. O, sonsuz mağfiret ve merhamet sahibidir" [Zümer, 53]

"Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?" [Nisa, 147] buyruldu.

Hadis-i şeriflerde de:

"Mümin, Allah’ın azabının şiddetini bilseydi, Cenneti ümit etmez, kâfir de Allah’ın rahmetinin sonsuzluğunu bilseydi, Cennetten ümidini kesmezdi." [Müslim]

"Allahü Tealâ'nın mümine olan merhameti, annenin çocuğuna olan merhametinden daha fazladır." [Buhari]

"Lailahe illallah Muhammedün Rasulullah, diyene Allahü Tealâ Cehennemi haram kılar." [Buhari]

"Allahü Tealâ, kıyamette, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok kişiyi affeder. Hatta İblis bile affolunacağını umar." [İbni Ebiddünya] buyruldu.

Hadis-i Kudside de:

"Ben Allah’ım, benden başka ilah yoktur. Rahmetim, gazabımı geçmiştir. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın, O'nun kulu ve rasulü olduğuna şehadet eden, Cennete girer." [Deylemi] buyruldu.

Rabbimiz sonsuz merhamet sahibidir. Görmüyor musunuz, inkarcılar, hergün Allahü Tealâ'ya karşı bin türlü edepsizliği yaptıkları halde O, sabırla, son nefeslerine kadar onların tevbe etmelerini bekliyor. Ama onlar artık ahırette bu merhameti bulamayacaklardır. Orada yalnız müminlere rahmet edilecektir.

Müminler dünyada her anlarında daima Allahü Tealâ'nın yardım ve desteğine mazhar oldukları gibi ahıret aleminde de, imanları oranında, O'nun desteğine mazhar olacaklar, kendilerine büyük lütuf ve ihsanda bulunulacaktır. Kalbinde zerre kadar iman olanlar bile bu destekten nasiplerini alacaklardır.

Orada hiç kimseye haksızlık edilmeyecek, kâfirlerin yüzlerine bakılmayıp doğru cehenneme gönderilirken müminler, günahları oranında cezalarını çektikten sonra, sonunda gene cennetle ödüllendirileceklerdir. Cennet nimetleriyle ilgili olarak:

"Cennette hiç kimsenin görmediği, işitmediği ve hayal bile edemediği nimetler vardır." [Müslim]

"Cennet nimetleriyle, dünyadakiler arasında yalnız isim benzerliği vardır." [Beyheki]

"Cennet ehli, hiç hastalanmaz ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur." [Müslim] buyruldu.

Değerli okuyucularım, kuşkusuz, kişinin her isteğine kavuştuğu ebedî bir cennet hayatı müminler için çok büyük bir ödül ise de müminler için asıl mutluluk, dünya hayatında hep arzuladıkları fakat göremedikleri Rabblerini orada görmek (Rüyet) olacaktır. Kâfirler de bu büyük mutluluktan mahrum kalacaklardır. Rüyet haktır. Ayet-i kerimelerde:

"Onlar [kâfirler] o gün Rablerini görmekten mahrumdur." [Mutaffifin, 15]

"Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar, Rabbine bakar." [Kıyamet, 22-23] buyruldu.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz de:

"Dolunayı gördüğünüz gibi kıyamette Rabbinizi açıkça görürsünüz" [Buhari] buyurdu.

Değerli okuyucularım, hepinizin bildiği gibi Allahü Tealâ hazretleri zamandan ve mekandan münezzehtir. Orada zamansız ve mekansız olarak nasıl tecelli edeceğini de kendi ulu Zat'ından başka kimse bilemez. Dinimizin değerli bilginleri, herkesin, ahıret aleminde Allahü Tealâ'yı, dünyada hatırladığı oranda göreceğini bildirmişlerdir. O'nu dünyada çok analım ki ahırette çok görenlerden olalım.

Rabbimiz bizleri cennetiyle ve cemaliyle sevindirdiği kullarından eylesin.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş