088  Şefaat


Değerli okuyucularım,

Kuşkusuz biz insanlar için en önemli şey, kâfirlere has olan ebedî azaba düçar olmamak için, zerre kadar da olsa, kalbinde "iman" ile ölmektir. Fakat asıl arzulanan, kâmil bir imandır. Acaba'lardan arınmış, doğru ve kâmil bir iman, hem fani olan bu dünyada, hem ölüm anında, hem de sonsuza kadar sürecek ebedî ahıret hayatında, kurtuluş ve mutluluğun anahtarıdır. Kâmil iman sahibi olgun insanlar, bu dünya sıkıntılarını sabır ve tevekkülle karşılayıp huzur ve mutluluk içinde yaşadıkları gibi, ahıret sıkıntılarını da fazla hissetmeden ebedî mutluluğa kavuşurlar. Hadis-i şerifte:

"Allahü teâlâ istediği kula, kıyamet gününün uzunluğunu bir farz namazı vakti kadar kısa hissettirir." [Beyheki] buyruldu.

Allah (c.c.) hepimize kâmil bir iman ile ahırete göçmek nasip eylesin.

Mahşer günü, iman sahibi olduğu halde, nefsine uyarak günahlara dalıp tevbe edemeden günah kirleriyle dünyadan göçenler için Rasullullah (s.a.v.) Efendimiz ile Allah katında derecesi yüksek olan bazı salih insanlar, şefaat edecektir. Şefaat, haktır. Ancak şefaat, Allah'ın iznine bağlıdır. O'nun izni olmadan hiç kimse şefaat edemeyecektir. Şefaat talebinin kabul görüp görmemesi ise, Allahü Tealâ'nın iradesi içinde ve O'nun rızasına bağlıdır. Ayet-i kerimelerde:

"O'nun izni olmadan katında kim şefâat edebilir?" [Bakara, 255]

"izni olmadan kimse şefaat edemez" [Yunus, 3]

"Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır." [Zümer, 44]

"Onlar, O'nun rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler." [Enbiya, 28] buyruldu.

Değerli okuyucularım, görüldüğü gibi, Allahü Tealâ'nın razı olduğundan başkasına şefaat edilemeyeceğinden, bir mümin için en önemli şey, elbette, O'nun rızasını kazanmaktır.

Şefaatle ilgili olarak hadis-i şeriflerde buyruldu ki*:

"Kıyamette şefaat edeceğim. Ya Rabbi, kalbinde hardal zerresi kadar iman olanları Cennete koy diyeceğim. Bunlar Cennete girecekler. Sonra, kalbinde az bir şey olanlara, Cennete girin diyeceğim." [Buhari]

"Ahirette ilk şefaat eden ve şefaati kabul olan ben olacağım." [İbni Mace]

"Ümmetimden, şirk üzere ölmeyen herkese Allah’ın izni ile şefaat edeceğim." [Buhari, Müslim]

"Kıyamet günü en önce ben şefaat edeceğim." [Müslim]

"Her peygamberin, müstecab bir duası vardır. Ben duamı, ümmetime şefaat etmek için ahirete sakladım." [Buhari]

"Benden önce hiçbir peygambere verilmeyen beş şeyden biri şefaattir. Şirk üzere ölmeyen [imanla ölen] herkese şefaat edeceğim." [Bezzar]

"Ümmetimden büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim." [İmam-ı Ahmed, Nesai]

"Günahı çok olanlara şefaat edeceğim." [Hatib]

"Nefslerine aldananlara şefaat edeceğim." [Deylemi]

"Kıyamette, kum sayısından daha çok kimseye şefaat ederim." [Taberani]

"Kıyamette 'Ya Rabbi, zerre kadar imanı olanı Cennete koy!' diyeceğim. Hepsi şefaatimle Cennete girecek." [Buhari]

"Ümmetimden geri kalan olur korkusu ile Cennete girdiğim halde tahtıma oturmam. Allahü Tealâ'ya, 'Ya Rabbi ümmetim ümmetim' derim. Rabbim 'Ümmetine ne yapmamı istiyorsun?' buyurur. Ben de 'Ya Rabbi onların hesaplarını çabuk gör, sıkıntıdan kurtulsunlar' derim. Cehennemliklerin listesi bana verilir. Onlara şefaat ederim. Hatta Cehennem hazini Malik 'Ümmetinden cezalanacak kimse bırakmadın' der." [Beyheki, Taberani]

"Şefaatime inanmayan kimse, ona kavuşamaz." [Şir’a]

"Şefaatime en lâyık olan, bana en çok salevat okuyandır." [Tirmizi]

Değerli okuyucularım, Peygamber Efendimizin şefaatine ermek için, onun tuttuğu yol üzere yaşamalı ve ona çok salevat okumalıdır.


# Kevser

Kıyamet günü her peygamberin bir "havuz"u olacaktır. Hadis-i şerifte:

"Her peygamberin bir havzı vardır. Ümmeti oraya su almaya gelir. Peygamberlerin her biri, hangisinin suya geleni çok diye övünürler. Su almaya gelen ümmeti en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum." [Tirmizi]

Ayet-i kerimede:

"Muhakkak biz sana Kevser'i verdik." [Kevser, 1] buyruldu.

Rasulullah Efendimiz, Kevser'i açıklarken:

"O, kıyamet günü ümmetimin başında toplanacağı bir havuzdur." [Müslim, Ebû Davûd]

"Ben hepinizden önce oraya varmış olacağım." [Buhari, Müslim, İbni Mace] buyurdu. Bu havuzun suyu ile ilgili olarak da:

"Bu su sütten daha beyaz, buzdan daha soğuk ve baldan daha tatlı olacaktır. Dibindeki toprak mis gibi kokacaktır. Havuzun başında, gökteki yıldızlar kadar sürahi ve kaplar bulunacaktır. Bu suyu bir kez içen bir daha susamayacaktır. Bunu içmeyen ise hiçbir zaman susamışlığını gideremeyecektir." [Buharî, Müslim] buyurdu.

Rasulullah Efendimiz, ümmetinin Havz'ın başında yanına geleceğini, bir grubun engelleneceğini, bir meleğin onların kendisinden sonra bid'at çıkaranlar olduğnu söyleyeceğini [Buhari, Müslim]; ayrıca din kardeşinin özrünü kabul etmeyenlerin bu sudan içemeyeceklerini bildirdi.

"Din kardeşinin özrünü kabul etmeyen, Kevser havuzundan içemez." [Hâkim]

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş


-------------------------------
[*] http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=442