059  Ahırete inanmak, kâmil bir imanın şartlarındandır


Değerli okuyucularım,

Kâmil bir imanın şartlarından biri de ahıret gününe inanmaktır. Ayet-i kerimede:

"Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır." [Nisâ, 136] buyruldu.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin, amentü olarak bilinen ve her müslümana ezberletilen meşhur Hadis-i şerifinde de:

"Ben Allah’a ve meleklere ve kitaplara ve peygamberlere ve ahiret gününe ve kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna ve ölüme, öldükten sonra dirilmeye iman ettim." buyruldu. [Buharî, Müslim, Nesai]

Öyle olduğu halde, birçok müslüman kardeşimiz de dahil, insanların çoğunda ahıret inancı konusunda tereddütler vardır. Şimdi bu sözlerimi okuyunca bana, "Kalblerini mi yarıp baktın, nereden biliyorsun?" diye soracaksınız. Bu güçsüz size değerli bir arkadaşımın bir sözü ile cevap vereceğim: "İnsanlar ahırete inanmaları gerekenin %10'nu kadar samimiyetle inanmış olsalar idi acaba şu dünyada herhangi bir kötülük olur muydu?"

İnsanoğlunun ahıret inancındaki bu gevşeklik nedeniyle olmalı, Allahü Tealâ kitabında onu sık sık kendi ismi ile birlikte vurgulamıştır.

"İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür." [Bakara, 232]

"İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, Allah'a ve ahiret gününe inandık, derler. " [Bakara, 8]

"..her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır." [Bakara, 62]

Kur'an-ı kerimde ahıret yurdundan, ahıret hayatından bahseden yüzlerce ayet vardır. Bir Kur'an çevirisinin indeksine baktım; 160'a yakın yerde ahıretten söz edildiğini gördüm. Durum böyle iken, ahıret inancındaki bu gevşekliğin sebebi nedir? Bunun en önemli sebebi, sanıyorum, Allahü Tealâ'yı yeterince bilmemek ve O'na bütün sıfatlarıyla tam olarak inanmamaktır.

Allah (c.c.), mutlak bir varlıktır. Varlığı akılla ve nakille (kitaplarında kendini tanıtmasıyla) bilinir. Yarattığı bu maddî âlemdeki canlıların görme mekanizmalarıyla görülemez. Çünkü bu mekanizmalar yalnız maddî âlemde çalışacak şekilde düzenlenmiştir. O'nun yarattığı bütün görünür ve görünmez âlemler, O'nun yaratması, yönetmesi, başlatması, sonlandırması, değiştirmesi, geliştirmesi, gerekli güç ve kuvveti sağlaması ile ayakta duran, izafi, gelip geçici varlıklardır. Dilediğini sonsuza kadar ayakta tutar.

"O her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı son'dur." [Hadid, 3]

Allah (c.c.), her şeyin yaratıcısıdır. Her şeyin sahibidir. Her varlığı ayakta tutan O'dur. Her varlığa gücünü, kuvvetini, enerjisini veren O'dur. O, gizli açık her şeyi bilir. Yaratılmış âlemler üzerindeki tek egemen, O'dur. Yarattığı hiçbir şeye benzemez. Bütün kâmil sıfatlar O'nundur. O, bütün eksiklik ve kusurlardan uzaktır. O'nun her şeye gücü yeter. Yaratmaktan yorulmaz. Uyumaz, uyuklamaz. Dilerse yarattığı her şeyi yok edip tekrar yaratır.

"Allah, her şeyin yaratıcısıdır." [Zümer, 62; Mümin, 62]

"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur." [Bakara, 255]

"Bütün varlığı ayakta tutan O'dur." [Bakara, 255]

"Allah, her şeyi bilir." (Hucurat, 16)

"Allah'ın herşeye gücü yeter." [Tevbe, 39; Hud, 4; Furkan, 54; ...]

"sizi güçsüz olarak yaratır, sonra size kuvvet verir." [Rum, 54]

"Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır." [Şura, 49]

"Güneşi, ayı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah'tır. Bilin ki yaratma da emir de O'nun hakkıdır." [Araf, 54]

"Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız, Allah ise müstağnidir, övülmeğe layık olandır. Dilerse sizi yokeder, yeniden başkalarını yaratır. Bu, Allah'a göre zor değildir. " [Fatır, 15-17]

"Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerlerini de tekrar yaratmaya Kadir olduğunu görmezler mi?" [İsra, 99]

"Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? Doğrusu, onlar yeni bir yaratılıştan şüphe içindedirler." [Kaf, 15]

Değerli okuyucularım, o sebeple her şeye gücü yeten Ulu Allah'ın her şeyi yeniden yaratması konusunda en küçük bir kuşku içinde olmamalıdır. O dilerse bütün kuralları ile içinde yaşadığımız ve kurallarını kendi koyduğu bu düzeni yok eder. Yepyeni kural ve ölçüleri olan yepyeni bir âlem yaratır. Bu da O'nun için zor değildir.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş