021  İman, İslam'ın temelidir


Değerli okuyucularım,

Allah indinde din, İslam'dır. Gönderilen bu dinin bir kalble ilgili "görünmeyen yanı", bir de ibadetlerle ilgili "görünen yanı" vardır. Dinin kalble ilgili görünmeyen kısmına "İman", ibadetlerle ilgili görünen kısmına da "İslam" denir.

İman, İslam'ın temelidir.

İman olmadan, bir kişi bütün ibadetleri yapsa hiçbir değeri olmaz.

"Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider." [Maide, 5]

Ama kalbinde iman olduğu halde, tembellik edip ibadetlerini yapamasa, ibadet yapmamanın cezasını çektikten sonra yine cennetle mükafatlandırılır. Kalbinde zerre kadar iman ve Allah korkusu olan sonunda cennete girer. Hadis-i şerifte:

"Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır." (Tirmizi) buyruldu.

Kişinin İslam'ı yaşaması, imanı oranındadır.

Görünür yönü ile İslam'ı kabul etmiş kişilere, "Müslüman" denir. Kişi hakkındaki hüküm, görünene göre verilir. Bir kişi, eşi, benzeri, ortağı olmayan tek bir Yaratıcı'ya ve O'ndan gelen her şeye inandığını söylüyor ve "Lailahe illallah" diyerek imanını bildiriyorsa, o kişinin "Müslüman" olduğuna hükmedilir. Bu sözü hangi lisanda söylerse söylesin fark etmez.

Rasulullah (s.a.v.):

"Lailahe illallah diyene, işlediği günahlardan dolayı kâfir demeyiniz! Buna kâfir diyenin kendisi kâfir olur." [Buharî] buyurdu.

Allahü Tealâ da:

"Ey İnananlar! Allah yolunda yürüdüğünüz vakit, her şeyi iyice anlayın. Size, müslüman olduğunu bildirene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek: 'Sen mümin değilsin' demeyin. ..." (Nisa, 94) buyurdu.

O sebeple, "Ben, Allah'a inanıyorum" diyerek müslüman olduğunu bildiren bir kişiye, kafir demekten çok sakınmalıdır.

Kalbin hükmü, Allahü Tealâ'ya aittir. Hiçbirimiz bir kişinin imanı hakkında hüküm vermeye yetkili değiliz.

Bir kişi inandığını söylediği halde, hiç inanmasa, ya da imanında kuşkular, tereddütler olsa, bu, o kişi ile Allahü Tealâ arasındaki bir sorundur. O kişinin işlerinde ve sözlerinde açık bir küfür belirtisi görülmediği sürece, o kişi müslüman kabul edilir. İslam Hukukuna tabi olur.

Kurtuluşa erenler ise yalnız müminler, inanıp iyi işler yapanlardır.

"Allah'ın âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ..." (Nahl, 104)

"Her kim mümin olarak iyi işler yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar." (Taha, 112)

Doğru bir iman için Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahıret gününe ve kadere inanmalıdır. Ayet-i kerimelerde:

"Ey İnananlar! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitap'a ve daha önce indirdiği Kitap'a inanmakta sebat gösterin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır." (Nisa, 136)

"Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye (kader'e) göre yaratmışızdır." (Kamer, 49) buyruldu.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş