014  Allahü Tealâ'nın ayırt edici nitelikleri


Pek değerli okuyucularım,

Rabbimiz, Kur'an-ı Kerimde bildirdiği yüzlerce niteliği ile bizleri Kendisi hakkında bilgilendirmiş, Kendisini hiçbir tereddüte yer kalmayacak şekilde bizlere tanıtmıştır.

Ulu Allah, kendisinin sahip olduğu diri olmak, görmek, işitmek, bilmek, konuşmak, güç ve kuvvet sahibi olmak, tanzim ve tertip etmek, çekip çevirmek gibi yetki nitelikleriyle acımak, şefkat sahibi olmak, adaletli olmak, ihsan ve ikram sahibi olmak, sabretmek gibi etik niteliklerinden bir kısmını, kendisini daha iyi tanısınlar diye, kısmî ve temsilî bir biçimde, insan gibi bazı özel yaratıklarına da ihsan buyurmuştur.

Ancak O'nun diğer bazı nitelikleri vardır ki kendi Ulu Zatından başka, görünen görünmeyen, bilinen bilinmeyen diğer hiçbir varlıkta bulunmaz. Bunlara O'nun Zatî Sıfatları denir. Bunlar O'nun, mutlak anlamda var olması (vücud), varlığının ezelî ve ebedî olması (kıdem ve beka), Zatında, sıfatlarında, yaratma ve işlerinde tek olması (vahdaniyet), varlığının kendinden olması (kıyam binefsihi), yaratması (tekvin) ve yarattığı şeylerden hiçbirine benzememesi (muhalefetün lil havadıs) gibi ilahlık sıfatlarıdır. Bu sıfatlar, O'nun ayırt edici nitelikleridir. Bu niteliklerin diğer varlıklarda var olduğunu sanmak, yaratılmış şeyleri bu nitelikler ile nitelendirmek; ne Allahü Tealâ'yı, ne de O'nun yarattığı diğer varlıkları tam olarak bilmemekten, O'nun yarattığı düzeni tam olarak kavrayamamaktan ileri gelen bir durumdur. Gerçeği örten böyle bir anlayış, küfürdür. O sebeple her inançlı kardeşimizin bunları çok iyi bilmesi gerekir.

Değerli okuyucularım,

Gerçekte Yüce Rabbimizin hiçbir niteliği, hiçbir yaratığın niteliklerine benzemez. Çünkü O, mutlak, kâmil, ezelî ve ebedî bir varlıktır. Dolayısıyla O'nun nitelikleri de kendi varlığı gibi mutlak, kâmil, ezelî ve ebedîdir. Diğer varlıklar ise O'nun tarafından yaratılmış, varlıkları O'nun kendilerini ayakta tutmasına bağlı, izafî, gelip geçici varlıklardır. Varlıkları, hayal mertebesindedir. Sonradan yaratılmış tüm bu varlıkların nitelikleri de, kendileri gibi, yaratılış amaçları ve ihtiyaçlarına binaen Allahü Tealâ tarafından belirlenip yaratılmış niteliklerdir. O sebeple bunları Mutlak Varlık olan Allahü Tealâ'nın nitelikleriyle kıyaslamak elbette doğru değildir. Ayet-i kerimede:

"Allah'a benzerler aramağa kalkışmayın" (Nahl, 74)

buyruldu.

Nasıl ki gerçek bir nesne ile, bir hayal veya görüntü asla birbiri ile karşılaştırılamayacak şeyler ise, suret mertebesinde olan tüm yaratılmış alemler de, mutlak bir gerçek olan Allahü Tealâ yanında öyledir. İnsan, ancak öldükten sonra bu mutlak gerçeğe muttalî olur.

“Yeryüzünde ne varsa hepsi fanidir. Ancak ululuk ve büyüklük sahibi, Rabbinin hakikati kalır, o bakidir.” (Rahman, 26-27)

"O gün, Allah onlara kesinleşmiş cezalarını verecektir. Allah'ın apaçık gerçek olduğunu bileceklerdir." (Nur, 25)

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş