024  Allahü Tealâ'yı O'nun güzel isimleriyle bilmek


Değerli Kardeşim,

Ulu Yaratan'ı fıkıh bilginlerimizin bildirdiği gibi bilmenin yöntemlerinden biri de O'nun güzel isimlerini öğrenmektir. Hatırlayacaksınız daha önceki yazılarımdan birinde "Bir varlığı bilmek, onun özellik, nitelik ve sıfatlarını bilmektir. Bir varlığın ne kadar çok niteliğini biliyorsak onu o kadar iyi biliyor ve tanıyoruz, demektir." mealinde satırlar yazmıştım. İşte Ulu Rabbimizin birçok seçkin nitelik ve sıfatları da kendisine isim olmuş ve bizler için bir ilahî rahmet olan kitabı Kur'an-ı Kerimde O kendisini bizlere bu isimlerle tanıtmıştır. O sebeple bu isimleri bilmek, onların anlamlarına vakıf olmak, kuşkusuz Allahü Tealâ'yı bilmenin en iyi yöntemlerinden biridir.

Kur'an-ı Kerimde:

"En güzel isimler O'nundur" [Haşr, 24]

"En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin, O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir." [Araf, 180]

buyruldu.

Hadis-i Şerifte de:

"Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer" [Buharî, Müslim]

buyruldu.


# Allah'ın isimleri tevkifîdir..

"Allah'ın isimleri tevkifîdir. Yâni, Allah hakkında ancak âyet ve hadîslerde anılan ve söylenmesine izin verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez. (Birgivi Vasiyetnamesi Şerhi)

"Allah" ism-i şerifi, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.

Bu isim, Allah'tan başkasına mecazen de olsa verilemez. Diğer isimlerinden bazılarının, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesi caizdir."[1]

Yani daha açık bir anlatımla insanlara Kadir, Kerim gibi isimler verilebilir. Ancak bu isimlerin başına "kul" anlamına gelen "abd" kelimesi eklenerek Abdülkadir, Abdülkerim şeklinde verilmesi elbette edebe daha uygundur.


# Allah'ın Diğer İsimleri

"Allah'ın isimleri 99 taneden ibaret değildir. Âyet ve hadîslerde bu 99 isimlerden ayrı olarak Allah'a başka isimler de izâfe edilmiştir.

Allah'a izâfe edilen diğer bazı isimler şunlardır:

el-Vâhid'in yerine el-Ehad, el-Kahhâr'ın yerine el-Kâhir, eş-Şekûr'un yerine eş-Şâkir; el-Kâfi, ed-Dâim, el-Münevver, es-Sıddık, el-Muhît, el-Karîb, el-Vitr, el-Fâtır, el-Allâm, el-Ekrem, el-Müdebbir, er-Refî', Zittavl, Zülmeâric, Zülfadl, el-Hallâk, el-Mevlâ, en-Nasîr, el-Gâlib, el-Hannân, el-Mennân...

"Allah" ism-i şerîfi, Kuran-ı Kerîm'de 2800 defa zikredilmiştir. Allah isminden sonra Kuran'da en çok anılan isim, Rab ismidir. 960 yerde zikr edilmektedir. Rab isminden sonra, Kuran'da en çok yer alan isimler ise; Rahmân, Rahîm ve Mâlik isimleridir. Fâtiha sûresinde Allah" isminden sonra sıra ile zikredilen bu dört ism-i şerîfe, Cenâb-ı Hakk'ın Rubûbiyet Sıfatları adı da verilmektedir.

Terbiye etmek, büyütmek, yetiştirmek mânalarını ihtiva eden Rab kelimesinin asıl mânası: Bir şey'i derece derece yükselterek, gayesi olan en mükemmele erişinceye kadar kollayan, demektir."[2]


# Esmaül hüsna (Allahü Tealâ'nın güzel isimleri)

Hadîslerde zikri geçen 99 isim şunlardır:

Allah, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bâri', el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfıd, er-Râfi, el-Muiz, el-Müzill, es-Semi', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Lâtîf, el-Habîr, el-Halîm, el-Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâli, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntakim, el-Afüvv, er-Raûf, Mâlikü'l-Mülk, Zü'l-Celâli ve'l-İkrâm, el-Muksit, el-Câmi', el-Ganiyy, el-Muğni, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdi, el-Bedî', el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr.

Bunlardan birkaçının anlamına değinecek olursak:

"Er-RAHMÂN

Ezelde bütün yaradılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran; sevdiğini, sevmediğini ayırdetmiyerek bütün mahlûkatını sayısız nimetlere garkeden... Hayatları için lüzumlu olan bütün rızıkları veren...

Er-RAHÎM

Pek ziyade merhamet edici; Verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedî nimetler vermek suretiyle mükâfatlandırıcı... Rahmân ism-i şerîfinden Allahü Tealâ'nın ezelde bütün mahlûkatı için hayır ve rahmet irade buyurduğu anlaşılır. Rahîm ism-i şerîfi ise, mahlûkatı arasında irade sahipleri, hususan mü'minler için rahmet-i İlâhiyyenin tecellisini ifade eder.

El-MELİK

Bütün mahlûkatın hakikî sâhibi ve mutlak hükümdarı... Allah'ın, ne zâtında ve ne de sıfatında hiçbir varlığa ihtiyacı yoktur. Bilâkis herşey zâtında, sıfatında, varlığında ve varlığının devamında O'na muhtaçtır. Bütün kâinatın hakikî sahibi, mutlak hükümdarıdır.

El-KUDDÛS

Hatadan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten çok uzak ve pek temiz... Allah, hissin idrâk ettiği, hayalin tasavvur ettiği, vehmin tahayyül ettiği, fikrin tasarladığı her vasıftan münezzeh ve müberradır. O hatadan, gafletten, acizden ve her türlü eksiklikten çok uzak ve pek temiz olandır. Bu bakımdan her türlü takdîse (kutsamaya) lâyıktır. İnsan su-i ihtiyarı karışmadığı müddetçe kâinatta fıtrî olarak bulunan umumî temizlik hakikatı da, Cenâb-ı Hakk'ın Kuddûs isminin tecellîsidir."[3]

Allahü Tealâ'nın Kuran'da bizlere bildirilmiş olan her güzel ismi, O'nun tüm alemleri kapsayan özel bir sıfatının derin ve şumullü anlamının bir simgesi durumundadır. Dolayısıyle bu isimleri anlamlarıyla ayrıntılı şekilde bilen, Rabbini bilmiş olur. İşte o sebepledir ki Rasulullah Efendimiz bunları ezbere sayanı cennetle müjdelemiştir. Allah (c.c.) bizleri, Rabbini en iyi şekilde bilen arif kullarından eylesin.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş


--------------------
[1] Mehmet Ali Demirbaş, http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3859
[2] Mehmet Dikmen, http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid=2994
[3] http://www.kuransitesi.com/Kuran/Esma-ul-Husna/