018  İlahî düzende her şey ölçülüdür


Değerli Kardeşim,

Önceki yazılarımda sizlere ilahi düzende mükemmel bir birlik ve bütünlük olduğunu, her şeyin bu bütünlük içinde belli bir işlevi yerine getirecek şekilde belli bir amaçla yaratıldığını, nesne, olgu ve süreçlerin birbirini tamamlayacak şekilde düzenlendiğini, unsurların da yaratılış amacına uygun nitelik ve yeteneklerle donatıldığını anlatmıştım. Bunların daha iyi anlaşılması için de bazı tipik örnekler vermeye çalışmıştım. Şüphesiz ilahi düzen içinde verilen örneklere benzer durumların yüzbinlercesi yer almaktadır. Ama sanırım bu seçilmiş birkaç örnek bile her şeyin ne kadar yerli yerinde yaratıldığını açıklamaya yetecektir.

Değerli kardeşim, eşsiz ve mükemmel bir düzen olan ve Yaratıcı'nın ilim, kudret ve rahmet sıfatlarının görünümlerini taşıyan evrende, tüm bunların sağlanabilmesi, elbette çok dakik ve çok hassas ölçülerin kullanılmasıyla gerçekleşmektedir. Bakınız atmosferin Karbon dioksit içeriğindeki %0.0001'lik değişmeler bile, bizleri ne büyük sıkıntılarla yüzyüze getiriyor.


# Evrende, her şey ölçülüdür

İlahi düzen içinde her şey, düzenin yaratıcısı olan Allah (c.c.) tarafından, belli bir ölçüye göre yaratılmış ve yaratılmaktadır. Buna "ilahi takdir" denir. İlahî düzende ölçüsüz hiçbir şey yoktur. Orada unsurlar arasındaki "ölçüler ve oranlar", mükemmmel bir bütünün gereklerini sağlayacak şekilde belirlenmiştir.

"Allah, her şey için bir ölçü var etmiştir." [Talak, 3]

"İnsanların doğru hareket etmeleri için peygamberlere kitap ve ölçü indirdik" [Hadid, 25]


Üstelik bu mükemmel ve kusursuz düzen içinde cereyan eden ve edecek olan her olay, bizzat o düzenin yaratıcısı, sahibi ve çekip çeviricisi olan Ulu Allah tarafından, tüm zamanlar ve tüm mekanlar için geçerli olmak üzere, yazılı bir "program"a da bağlanmıştır.

"Her olay ve sizin başınıza gelen hiç bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazmış olmayalım." [Hadid, 22]

"Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey, O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de, apaçık kitaptadır." [Sebe, 3]

"Kitap'da Biz hiçbir şeyi eksik bırakmadık; ..." [Enam, 38]


# Evrendeki hiçbir şey, gelişigüzel değildir

Değerli Kardeşim,

Kuşkusuz evrendeki bu birlik ve bütünlük, Yaratan'ın vücud (varlık) ve vahdaniyet (birlik) sıfatlarının evrene yansımasından başka birşey değildir.

Allahü teala, varlığında, sıfatlarında ve işlerinde (yaratma ve çekip çevirmesinde) tektir. Onun benzeri, eşi, ortağı, yardımcısı yoktur. Her şey tek elden yaratıldığı, ya da başka bir deyişle sistem tek elden kurulduğu için, evrende her şeyde bir bütünlük, bir uygunluk, bir uyumluluk, bir tutarlılık vardır. Burada hiçbir şey gelişigüzel değildir. Burada hiçbir şey göz ardı edilmemiş, her şey en küçük ayrıntılarına kadar nokta nokta, kare kare sistem içine yerleştirilmiş ve onunla bütünlenmiştir.

Üstelik yalnız sistem kurulup konumlandırılarak bırakılıvermemiş, onun dinamizmi için gerekli enerjiyi sağlayacak mekanizmalar, güvenliğini sağlayacak mekanizmalar, kendisini sürekli yenilemesini sağlayacak mekanizmalar oluşturulmuştur.

Lütfen tüm canlılara rızklarını sağlayan besin ve enerji zincirini hatırlayın. Bir canlının dışkısının ya da ölüsünün bile diğer bazı canlılara nasıl besin kaynağı olduğunu hatırlayın. Dibinden kesilen yüzlerce yıllık ağaçların, diplerinden yeniden sürerek kendilerini nasıl yenilediklerini hatırlayın. Pencere kenarına konulan bir çiceğin, daha çok özümleme yapabilmek için, yapraklarını nasıl ışığa yönlendirdiğini hatırlayın. Pasif işlerde iken, kazma kürek kullanarak kol işleri yapmak durumunda kalan bir kişinin, nasıl ellerinin nasırlanarak altdokuların darbelerden korunduğunu hatırlayın. Kuşların ve diğer hayvanların soğuk ve sıcak mevsimlere geçerken nasıl tüylerini değiştirdiklerini ve yeni mevsime uygun dokular oluşturduklarını hatırlayın. Ormanlarda ağaçların daha çok ışık alabilmek için nasıl boylarının uzadiğını; canlıların bir yeri yaralandığı zaman, hemen orada bir yara doku oluşarak nasıl yaranın hemen kapandığını hatırlayın. Canlıların tüm yüzeylerinin ölü bir doku ile kaplanarak virus ve bakteri enfeksiyonlarına karşı nasıl korunduğunu; sıcakta terliyerek, soğukta titriyerek nasıl vücut ısımızı korumaya çalıştığımızı hatırlayın. Vücudumuzun herhangi bir yerinde küçücük bir sorun ortaya çıksa, bir ağrı ve acı mekanizmasıyla nasıl uyarıldığımızı hatırlayın. Lütfen yaşadığımız çevreye daha dikkatle bakarak Rabbimizin rahmetiyle her canlıyı birçok kötü ve olumsuz durumdan nasıl koruduğunu; bunun için canlı bünyelerinde ne mükemmel mekanızmalar yarattığını anlamaya ve İlahi Rahmeti görmeye çalışın.

Değerli Kardeşim,

İlahi düzen, kuşkusuz her yönüyle mükemmel bir sistemdir. Onu bütün ayrıntılarıyla ne bilmeye, ne anlamaya ve ne de anlatmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Sistem içinde sistemlerden oluşan bu harika düzene dünyamız açısından bakarsak, yalnız bu mekanizmaların oluşturulması ile de yetinilmediğini, eşref-i mahluk olan ve yeryüzünü çekip çevirecek "insan" gibi akıllı bir varlığın yaratılmasıyla sisteme bir yönetici tayin edildiğini de görürüz.


# İnsanın statüsü

Bu harika sistem içinde "insan"ın ayrı bir yeri ve statüsü vardır. Kur'anı kerimde:

"And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık." [İsra, 70] buyruldu.

Ki Rabbimiz bugün artık bizleri yalnız karada ve denizde değil, göklerde de gezdirmeğe başlamıştır. O'na çok hamdü sena etmeliyiz.

Gerçekten de, bugün, Yaratan'ın kendi ilminden birçok yaratığa kendi ihtiyaçlarına yetecek kadar verdiği halde, insana yalnız ilim vermediğini ve ona aynı zamanda öğrenme yöntemlerini de öğreterek birçok yeni bilginin kapılarını açmış bulunduğunu ve onu kendi bazı sırlarına da vakıf eylediğini görüyoruz. Böylece insan, bugün artık yaratılışın birçok sırlarına vakıf bir konuma gelmiştir.

Allahü tealanın diğer yaratıklara da kısmen bahşettiği subuti sıfatlarından bir çoğu, insanda, diğer yaratıklarda olduğundan çok daha geniş biçimiyle ortaya çıkmaktadır. Birçok yaratık yalnız kendi ihtiyacına yetecek kadar görüp işitebildiği halde, insan yaptığı araç ve gereçlerle bir yandan küçücük bakteri ve virusları, diğer yandan da kainatın en uç köşelerini kendi bilgi alanına sokmuştur.


# İnsan, Yaratan'ın yeryüzündeki halifesidir

İnsan, eşref-i mahluktur. Yaratan'ın yeryüzündeki halifesidir. Aziz bir varlıktır. Yaratan, onu, kendi varlığını idrak edecek ve yeryüzünü çekip çevirecek şekilde yaratmış ve bunun için akıl gibi gerekli yeteneklerle de donatmıştır.

"... ve sizi yeryüzünün sahipleri yapan..." [Neml, 62]

"Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur." [En'am, 165]

"Göklerde olanları, yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda, düşünen kimseler için dersler vardır." [Casiye, 13]

Yaratan insana her türlü maddi desteği verdiği gibi, ona, olgunlukların zirvesini yakalasın diye, manevi bir eğitim desteği de vermektedir. İnsan, ancak bu manevi eğitimle beşinci boyutu yakalar. (Lütfen İnsanı Doğru Anlamak başlıklı yazıyı okuyunuz.) Fakat yazık ki bugün birçok insan bu lütuf ve ihsanı reddetmekte ve Rablerini yeterince tanıma şansından yoksun kalmaktadırlar.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş