008 Evrensel ve ebedî bir mutluluğun altın kuralları
(Kısım 2: Yasaklar ve Buyruklar)
Saygıdeğer kardeşim,
Birinci kısımda, ebedi mutluluğun temel ilkeleri verilmişti. Bu kısımda da diğer kurallar verilecektir.
# Yasaklar
Yapılması yasaklanan diğer işler[1] de şöyledir:
- Kumar oynanmayacaktır. (Toto, Lotto, Piyango, bütün bahis oyunları aynı kategoridedir.)
- Rüşvet alınmayacaktır.
- Emanete hıyanet edilmeyecektir.
- Gasp yapılmayacak, başkasının malı, zorla elinden alınmayacaktır.
- Hak şahitlikten kaçınılmayacaktır.
- Uyuşturucu kullanılmayacaktır.
- Mahrem ve salih akrabaya ziyaret terk edilmeyecektir.
- Ölçü ve tartıda haksızlık yapılmayacaktır.
- Kalb kırılmayacaktır.
- Yalan söylenmeyecektir.
- Kibirlenilmeyecektir.
- Haset edilmeyecektir.
- Gıybet edilmeyecektir.
- İnsanlar arasında söz taşınmayacaktır.
- Cimrilik yapılmayacaktır.
- Helâle haram, harama helâl denilmeyecektir.
- Domuz eti yenilmeyecektir.
- Leş yenilmeyecek ve yedirilmeyecektir.
- Avret yeri, başkasına gösterilmeyecek ve başkasının avret yerine bakılmayacaktır.
- Kadınlar erkek elbisesi, erkekler kadın elbisesi giymeyeceklerdir.
- Kadınlar, beylerinden izinsiz ziyarete gitmeyecektir.
- Kadınlar, erkeklerinin yatağından kaçmayacaktır.
- İman ettikten sonra, dinden dönülmeyecektir.
- Namaz, vaktinden önce ve sonra kılınmayacaktır.
- Ramazan orucu, özürsüz, Müslümanların önünde yenilmeyecektir.
- Zekât vermekten kaçınılmayacaktır.
- Yaptığı iyilik, başa kakılmayacaktır.
- Ehlinin mahrem yeri, anasına benzetilmeyecektir.
- Ehlinin anasına sövülmeyecektir.
- Dünyaya muhabbet beslenmeyecektir.
- Erkekler, ipek elbise giymeyecektir.
- Ölüm hastası, varisinden mal kaçırmayacaktır.
- Devlet adamlarının günah olmayan emirlerine karşı gelinmeyecek, kanunlara saygılı olunacaktır.
- Falcıların gaipten haber verdiğine inanılmayacaktır.
- Köpeğin artığı yenilip içilmeyecektir.
- Özürsüz, elin kadınına kızına (namahreme) bakılmayacaktır.
- Bir namaz vaktini kaçıracak kadar cünüp durulmayacaktır.
- Adetli ve loğusa olan ehline yaklaşılmayacaktır.
- Allahü Tealâ’dan ve İslâmiyet’in bildirdiği isimlerden başka şey söyleyerek yemin edilmeyecektir.
- Ahlâksız şarkılar söylenmeyecektir.
- Kur'an öğrenildikten sonra, unutulmayacaktır.
- Eshab-i kirama kötü söz söylemeyecektir.
- Karın doyduktan sonra yemeğe devam edilmeyecektir.
- Zaruretsiz olarak, kahkaha ile çok gülünmeyecektir.
- Gücü yeten, günaha mani olmamazlık etmeyecektir.
- Canlı hayvan ateşte yakılmayacaktır.
- Birbirine nişan alınmayacaktır.
- Cahillikte ısrar edilmeyecektir.
- İlimden kaçınılmayacaktır.
Yukarıdakilerin bir çoğu da ayet-i kerime ile yasaklanmış büyük günahlardandır. Allahü teala'nın gadabı günahlar içinde gizlidir. Bunların hepsinden uzak durmaya çalışmalıdır. Allah'tan korkarak günahlardan uzak durmaya "takva" denir. Allah katında kişilerin de, toplulukların da değeri "takva" iledir. Başka bir ifade ile manevî büyüklüklerin ölçeği, takvadır.
"Allah indinde en kıymetliniz, O'ndan en çok korkanınızdır." [Hucurat, 13]
Onun için, değerli kardeşim, hiçbir günahı hafife almayıp onların hepsinden uzak durmaya çalış.
# Buyruklar
Güzel ahlâkı tesis etmek üzere vazedilen buyruklardan bazıları[1] ise şunlardır:
- Allahü Tealâ bir bilinip O, hiç unutulmayacaktır.
- Helâlinden yenilip içilecektir.
- Rızkın Allah'tan olduğuna inanılacaktır.
- Helâlinden temiz giyinilecektir.
- Hakka tevekkül edilecektir.
- Kanaat edilecektir.
- Nimete şükredilecektir.
- Kazaya rıza gösterilecektir.
- Belâlara sabredilecektir.
- Günahlara tevbe edilecektir.
- İhlâsla (yalnız Allah rızası için) ibadet edilecektir.
- Şeytan, düşman bilinecektir.
- Kur'an hüccet tutulup hükmüne razı olunacaktır.
- Ölüm hak bilinip ona hazırlanılacaktır.
- Allah'ın sevdiğini sevip sevmediğinden kaçılacaktır.
- Anaya babaya iyilik edilecektir.
- İyilik emredilip kötülük yasaklanacaktır.
- Akraba, ziyaret edilecektir.
- Emanete hıyanet edilmeyecektir].
- Takva üzere olunacaktır. (T]akva, Allah korkusuyla yasaklanan işlerden uzak durmak demektir)
- Allah'a ve Resulüne itaat edilecektir.
- Devlet başkanına itaat edilip kanunlara uyulacaktır.
- Aleme, ibret nazarı ile bakılacaktır.
- Allah'ın varlığı (yarattıkları), tefekkür edilecektir.
- Dil, haram ve fuhuş sözden korunacaktır.
- Kalb, masivadan arıtılacaktır.
- Hiç kimse, maskaralığa alınmayacaktır.
- Harama bakılmayacaktır.
- Sözüne sadık olunacaktır.
- Kulak, münkerat dinlemekten korunacaktır.
- İlim (ahkâm-i şer'iye), öğrenilecektir.
- Ölçü ve tartı aletleri, hak üzere kullanılacaktır.
- Müslüman fakirlere zekât verilip yardım edilecektir.
- Nefsinin hevasına tabi olunmayacaktır.
- Aç olan, doyurulacaktır.
- Rızık için çalışılacaktır.
- Nefs, günahlardan temizlenecektir.
- Tevazu ehli olunacaktır.
- Baliğ olmamış yetimin malı, korunacaktır.
(İbadet ve yasaklarla ilgili bazı kısımlar diğer yerlerde verildiğinden burada verilmemiştir.)
Değerli kardeşim, bu altın kurallara uyarsan dünya ve ahırette iyilerden, mutlu ve huzurlu olanlardan olursun. Unutma, tercih senin elindedir. Bunların bir çoğunun "ayıptır"dan başka müeyyidesi yoktur. Artık son zamanlarda o da ortadan kalktı. Yani, anlayacağın, herşey senin vicdanına kalmıştır. Tercihini doğru yapmaya çalış. "İnsanlar ne derler" diye düşünme. Asıl korkulacak ve utanılacak olan Allahü tealadır. Unutma, yanlış tercihin sonu hüsrandır. Dünya sıkıntıları gelir geçer. Ya ahiret sıkıntıları... Ahıret cezaları dünya cezalarına hiç benzemez.
Allahü tealâ düzenini öyle kurmuştur ki, kim bu kurallara uyarsa, uyduğu ölçüde, dünyada da ahırette de bunun faydalarını görür. Kim de bunlara uymaz ise, uymadığı ölçüde, onun her iki âlemde de sıkıntılarını yaşar.
Saygıdeğer kardeşim, Allahü tealâ'nın yukarıda yazdığım isteklerine uyabilmek, ancak O’nu sevmekle, yani Rabbini nefsine tercih etmekle mümkün olur. İman ve Allah sevgisi, kalbde olan bir şeydir. Elle tutulmaz, gözle görülmez. Ancak kalbdeki her şeyin dışa, yani görünür aleme yansıyan bir belirtisi olduğu gibi Allah sevgisinin de görünür aleme yansıyan bir belirtisi vardır. O da, O'nun elçisine tabi olmak, O’na uymaktır.
Allahü Tealâ, Al-i İmran suresinin 31. ayet-i kerimesinde,
“De ki, eğer Allahü Teâlâ’yı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.”
buyuruyor. Nisa suresi 80. ayet-i kerimesinde de
“Kim Resul’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.”
denilmektedir.
Demek ki Allah’ı sevmek, ancak O’nun sevgili elçisine tabi olmakla mümkündür.
Sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Allah (c.c.), bizleri, her iki alemde de aziz ve mutlu olanlardan eylesin, sonları hüsranda olanlardan eylemesin.
Allah'a emanet olunuz.
Dr. İsmail Ulukuş
------------------------
[1] Ali bin Emrullah, Muhammed Hadimi, (1994). İslam Ahlâkı, 24.Baskı. Hakikat Ltd. Şti. yayınları, No:4, Cağaloğlu, İstanbul