Hatasız Kul Olmaz

DR. İSMAİL ULUKUŞ

Değerli okuyucularım, insan nefis taşıyan bir varlıktır. Nefis de hadsiz hesapsız arzu ve isteklerle donanmıştır. Bu arzu, istek ve hevesler olduğu sürece nefsin hata, kusur ve günahlardan tamamen uzak olabilmesi elbette mümkün değildir. O sebeple Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir." [Tirmizî] buyurdu.

Demek ki bu hata ve kusurların kalbimiz üzerinde oluşturduğu manevi yıkımlardan kurtulmanın yolu tevbe etmektir. Resulullah:

"Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur." [Haraiti] buyurdu.

Esasen insanı meleklerden bile üstün konuma getiren de nefsinin bitip tükenmek bilmeyen arzu ve isteklerine rağmen, samimi bir iman ile bunlara gem vurmayı bilebilmesi, onları Rabbinin koyduğu sınırlar içine çekmeyi başarabilmesindedir. Bu sebepledir ki Resulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder, yerinize günah işleyip tevbe eden, Allah'ın da bağışladığı başka bir toplum getirirdi" [Müslim] buyurdu.

Hatasız kul olmaz. Ama tevbe müminin kurtuluş kapısıdır.

"Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa da, tevbe edince, Allahü tealâ tevbenizi kabul eder." [İbni Mâce]

"Günahına tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir." [Taberanî]