[ana pencere]



♥♥♥

HERKES KENDİ AİLESİNİN GEÇMİŞİNİ ANLATTI

Küçük kız annesine 'İlk insan nasıl dünyaya geldi' diye sormuş,

'Tanrı Adem ve Havva'yı yarattı, çocukları oldu ve insanoğlu yeryüzüne yayılmaya başladı yavrum' diye izah etmiş annesi..

Birkaç gün sonra küçük kız aynı soruyu babasına sormuş..

'Binlerce yıl önce maymunlar vardı' demiş babası, 'Bizler de evrim geçirerek onlardan türedik..'

Farklı iki cevaptan aklı karışan kız annesine gidip 'Nasıl olur anne' demiş

'Sen bana insanın Tanrı tarafından yaratıldığını, babam da maymunlardan geldiğini söylüyor.. Karıştırıyorum..'

'Karıştırıcak bir şey yok' demiş annesi gülerek,

'Ben sana kendi ailemin geçmişini anlattım. Baban da kendi ailesininkini anlatmış, bir tanem..!'

♥♥♥

AT ARAR MI?

Karıkoca kahvaltı yaparken kadın bir anda elindeki tavayı kocasının kafasına geçirir. Ne olduğunu anlamayan kocası şaşkınlıkla durumu sorar.

Kadın:

- ''Dün pantalonunu yıkarken içinde üstünde Çiğdem yazan bir kağıt buldum.''

Bunun üzerine kocası:

-''Karıcım O gecen gün üzerine bahis oynadığımız Atın ismiydi der.''

Bu açıklamayı yeterli bulan kadın pür neşe icinde kahvaltısına devam eder.

İki gün sonra yine kahvaltıda bu sefer daha büyük bir tava ile kocasının kafasına öyle bir vurur ki koca bir kac dakika kendini bilmedenmasa üstünde yatakalmıştır. Ayılınca karısına yine durumu sorar ve kadın cevap verir:

- ''Dün senin At aradı ...''

♥♥♥

YENİSİNİ YARATIR

Bektaşi babası ile zayıfça çorlu bir müslüman camide yanyana düşmüşler. Namazdan sonra yanındaki adam başlamış dua etmeye:

- Ya Rabbi, midem kızışıyor, mideme bir çare ihsan et! Dizlerimin ağrısından duramıyorum, romatizmalarımı iyileştir! Kalbim tekliyor, kalbime şifa ver. Gözlerim görmez oldu, gözlerimin nurunu artır!...

Yanındaki adamın dua ve şifa dilekleri bu şekilde dakikalarca uzayıp gidince bektaşi babası dayanamamış:

- Bre kardeşim! Allah (c.c.), seni tamir edene kadar yenisini yaratır.

♥♥♥

NEDEN O KADAR UCUZ

Bir hasta, hastanede...

Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor.
Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor,
'Tek yaşam şansı var oda beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz, tabi masraflar hastanın ailesine ait.' diyor.
Aile, şaşkıin, yorgun, çaresiz...
Aralarından biri 'Peki ama fiyat nedir?' diyor.
'Değişir' diyor cerrah.

5000 €uro erkek beyni kullanırsak,
200 €uro kadın beynı kullanırsak.

Uzun bir sessizlik çöker. Beyler gülmemeye çalışırlar.
Hanımlarla gözgöze gelmekten kaçarlar.
Ama aralarından biri merakını yenemez, 'Peki doktor bu fiyat farkının sebebi nedir?' diye sorar.


Cerrah gülümser. 'Ee tabi, aynı arabalar gibi, kadın beyinleri ucuz oluyor akıllarını çok kullandıkları için. Kullanılmış akıl, kullanılmış beyin. Erkek beyni hiç kullanılmamış sıfır km araba gibi pahalı oluyor.'

♥♥♥

KONUŞMAMA CEZASI

Bir karı koca evde problemler yaşamaktaydı ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydı. Aniden adam ertesi gün karısının kendisini sabah 5:00'te iş için bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı. Sessizliği ilk bozan ve kaybeden kendisi olmamak için, bir kağıdın üzerine 'Lütfen beni sabah 5:00'te uyandır.' yazdı ve notu karısının görebileceği bir yere bıraktı. Ertesi sabah adam uyandı, ancak saatin 9:00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını fark etti. Çok kızdı, tam karısının onu neden uyandırmadığını soracakken yatağın yanında bir parça kağıt buldu. Kağıtta 'Saat 5:00, haydi uyan' yazmaktaydı.

♥♥♥

KELİMELER

Kocası karısına kadınların bir günde kaç kelime kullandığına dair bir makale okuyordu... 'Erkeklerin 15,000 kelimesine karşılık 30,000 kelime'

Karısı cevapladı: 'Sebebi erkeklere her şeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır.'

Kocası karısına döndü ve sordu: 'Efendim?'

♥♥♥

SENİN TARAFTAN

Bir çift hiç konuşmadan arabayla yolda gitmektedirler. Daha önceki bir tartışma münakaşaya dönüşmüştür. Her biri diğerine kızgın ve hiçbiri diğerine teslim olmak istememektedir. Keçi, katır ve domuzlarla dolu bir çiftliğin yanından geçerken koca, alaycı bir biçimde sorar:

Akrabaların olmalı? Karısı 'Evet' diye cevap verir ve hemen ekler:

Senin taraftan akrabalarım!...

♥♥♥

KARIM GÖRDÜ

Gangster bankayı soyar. İşini bitirdikten sonra banka müşterilerinden birine döner:

Beni banka soyarken gördün mü?

Adam gördüm der. Bunun üzerine adamı alnından vurur. Sonra bir karı-kocaya döner:

Beni banka soyarken gördünüz mü? Adam cevap verir:

Ben görmedim, ama karım gördü!...

♥♥♥

HEY GÜZEL ALLAH'IM, VERDİKÇE VERİYOR...

Adamın biri bir gün millipiyango bileti alır. Gece çekiliş olur. Sabah kupona büyük ikramiye vurmuştur. Sabah kimseye seslenmeden evden çıkar. Hanımı da ikramiye çıktı, bizi bırakıp kaçtı, diye kardeşine haber verir.

Adama bir oyun oynamak isterler ve telefon açarlar:

-Enişte koş yetiş ablam hastalandı, bir günlük ömrü kalmış.

Kocadan gelen cevap:

-Hey güzel Allahım verdikçe veriyor, verdikçe veriyor...

♥♥♥

HANGİ SANDALYENİN

Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu. Sonra:

"Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayınız."

Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı.

Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:

- Hangi sandalyenin?

♥♥♥

I'AM SORRY

Temel, Amerika'da bir bar'a girip bira istemiş. O anda bir Alman gelip barmeni kenara çekip kafasına bir elma koymuş ve uzaklaşarak nişan alıp silahıyla barmenin kafasındaki elmayı tam ortasından vurmuş ve...

-"I AM RED KID" demiş.

Temel hayran kalmış. Biraz sonra aynı şeyi bir Fransız yaparak elmayı ok ile vurmuş ve...

- "I AM WILLIAM TELL"

Bundan sonra cesaretlenen Temel dışarı çıkıp tekrar içeri girmiş. Aynı işlevi uygulayarak silahıyla ateş eden Temel, barmeni alnının ortasından vurmuş. Adamın öldüğünü anlayan Temel,

-"I AM SORRY" demiş.

♥♥♥

DUVAR YERİNDE YOK

Üç deli hasteneden kaçmaya karar vermişler. Hastahane duvarı büyükse tünel kazacak, eğer küçükse üstünden atlayacaklar. Duvara bakmak için birini göndermişler. Adam döndüğünde:

-Maalesef Hastahaneden kaçamayacağız. Duvar yerinde yok, demiş.

♥♥♥

TEMEL'DEN VİRUS MESAJI

Şu anda pir Laz Virüsü almış puluniysunuz...

Biz, Trabzon-Türkiye'de henüz yeterli teknolojik imçanlara sahip olmatuğumuzdan, pu pir MANUEL virüstür!!

Lütfen, çendi hard disçinizdeki püdün tosyalari çendinuz silerek yok edinuz ve bu maili biltuğunuz herçese cönderinuz!!

Pize yardımci oltuğundan dolayiı çok teşeççür ederuz.

Hacker Temel

♥♥♥

ELİM SENDE

İki akıl hastası hastanenin önünde oturuyorlarmış. O sırada doktor hastaların önünden geçiyormuş ve hastalar doktoru kovalamaya başlamışlar. Tabii doktor korkup kaçmaya başlamış. En sonun doktor bir çıkmaz sokağa girmek zorunda kalmış. Ve hastalar gelmişler elim sende deyip kaçmışlar...

♥♥♥

PISSSST... PAT

Adam, Kayserili arkadaşının latex-kauçuk ürünler yapan fabrikasını geziyordu... Bir ara bir otomatik makinanın başına gelir ve makinadan ilginç seslerin geldiğini duyar ;

- Pissst....PAT..! .....pissst ..PAT..! .....pissst....PAT..!

Merak edip sorar bu makinanın ne yaptığını ve neden bu seslerin geldiğini.. Arkadaşı cevaplar :

- Bu makina biberon emziği yapıyor... "pissst" sesi kalıba gelen latexin şişirilip emzik formu aldığını, "PAT" sesi de ucuna açılan deliğin sesini belirtir...

Geziye devam edip başka bir makinanın başına gelirler. Bu makinadan da benzeri sesler gelir ama sıralamaları farklıdır;

- Pisssst....Pisssst....Pisssst....Pisssst....PAT..!

Adam gene meraklanıp sorar;

- Peki bu ne makinası?

- Bu prezervatif makinasi...

- Ama neden 4 "Pisssst"tan sonra 1 "PAT" sesi geliyor...? Arkadasi yanitlar;

- Her 4 preservatiften sonra 1 tanesinin ucunu deliyoruz da ondan..

Adam şaşkınlıkla ve biraz da kızarak sorar..

- Ama neden..? Bu yaptığınız hiç hoş değil..

Kayserili cevap verir..

- Öyle mi...emzikleri kime satıcaz peki...?

♥♥♥

ÇUKURA ÇARE

Karadeniz Bölgemizde köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar. Birincisi demiş ki:

- Çukurun yaninda bir ambulans beklesün ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsün. İkincisi:

- Çukurun yanina bir hastane kuralım, düşenleri yetiştürmesi vakit almaz, demiş. Sıra Temel'e gelmiş.

- Kafaniz hiç çalışmiyor, demiş. Bunu kapatalum ve gidelim hastanenin yaninda bir çukur açalum.

♥♥♥

İYİ SATICI

Ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde herşey ama herşey satılmaktadır. Patron sorar:

- Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?

- Evet köyümde bu işi yaptım. Patronun gözü cocuğu tutar:

- İyi, yarın başlıyorsun. Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır;

- Evet, bugün kaç satış yaptın??

- Bir!

- Ne bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptılar, Nasıl bir? Kaç dolar tuttu peki?

- 320 334 USD doları. Patron şaşırır ve sorar:

- Nasıl becerdin bunu?

- Adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutucağını sordum. Kıyıda diyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım. Patron kendinden geçer:

- Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın? Genç çocuk cevap verir:

- Yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... Ben de ona şöyle dedim: "Hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git..."

♥♥♥

BUGÜNKÜ PROVA İDİ

İki deli hastaneden kaçmaya karar verirler. Gece olunca planı yapıp kaçarlar ve ertesi gün hastaneye tekrar dönerler. Arkadaşları sorar:

"Neden kaçtınız da tekrar geldiniz?" Deliler cevap verir:

"Bugün provasını yaptık yarın kaçacağız"

♥♥♥

KEDİ NEREDEN BİLECEK

Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak, iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar:

-"Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?" Adam gülümsemiş:

-"Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım." Doktorlar, içleri rahatlayarak:

-"Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı", demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görmüş.

-"N'oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!"

-"İyi de doktor bey, orada bir kedi var!"

-"Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?"

-"Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?"

♥♥♥

ÇOK KAYİP VERDUK

Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu :

- Yahu pizum Temel nasil öldi?

- Kalpten cittu, dediler.

- Vasiyetu filan var miydu?

- Var idu. "Beni denize gömün" demiş idu.

- Cömdünüz mü?

- Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk...

♥♥♥

TATLANMADI

İki akıl hastası havuzun başında oturuyorlarmış. Biri kalkıp havuza şeker atmış. Havuzdan bir yudum almış ve tükürmüş. Arkadaşına:

-Havuza şeker attım ama tatlı olmadı.. Arkadaşı:

-Karıştırmadınki salak! demiş.

♥♥♥

MALİYECİLER

Bir gün bir ormana maliyeciler gelir. Bunu gören tilki koşarak ormandan kaçarken kaplumbağa ile karşılaşır. Kaplumbağa tilkinin acelesini görünce merakla sorar:

- Hayrola tilki kardeş böyle acele nereye gidiyorsun?

- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum, der, tilki.

- İyi ama senle ne ilgisi var.

- Olmaz olur mu? Bende kürk, hanımda kürk, çocukta kürk!..

Bunu duyan kaplumbağa ormanı terk etmek için koşmaya başlar. O sırada koşarak giden kaplumbağayı gören leylek sorar:

- Hayrola kaplumbağa kardeş böyle acele nereye?

- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.

- İyi ama senle ne ilgisi var? diye sorar leylek.

- Olmaz olur mu bende ev, hanımda ev, çocukta ev.

Bunu duyan leylek ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Maymun leyleği görür ve sorar:

- Hayrola leylek kardeş böyle acele nereye?

- Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.

- İyi ama senle ne ilgisi var? diye sorar maymun.

- Olmaz olur mu, bende yazlık hanımda yazlık çocukta yazlık!..

Bunu duyan maymun paniğe kapılır ve ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Bir müddet sonra yavaşlar ve şöyle der kendi kendine:

- Ya ben niye koşuyorum ki! Benim kıçım açıkta hanımın kıçı açıkta çocuğun kıçı açıkta!!!

♥♥♥

ARITMETİK DELİ

Delinin biri yolun kenarındaki uçurumda durmuş aşağıya bakarak "13, 13, 13...." diye söyleniyormuş. Oradan geçen biri, delinin ne yaptığını merak etmiş, yanaşarak " ne yapıyors...." diyemeden deli onu birden uçurumdan aşağıya atıvermiş ve devam etmiş "14, 14, 14......"

♥♥♥

ARTIK TAKMIYORUM

Aşırı ishalden şikayetçi biri Cerrahpaşa'ya gider hemen.. Ama bürokrasiden dolayı belgeleri karışır ve kahramanımızı yanlışlıkla psikiyatri servisine havale ederler.. 15 gün süren tedaviden sonra, taburcu olacağı gün, bir arkadaşı karşılamaya gelir:

- "N'oldu geçti mi ishal?"

- "Hayır geçmedi, ama artık takmıyorum"

♥♥♥

KİMLE KİM

Dul ve bir çocuğu olan erkekle, dul ve bir çocuğu olan kadın evlenmiş. Bir çocukları olmuş. Neyse.. Bir gün çocuklar tutuşmuşlar kavgaya. Kadın bağırmış:

Bey bey, koş bizim çocuklar kavgaya tutuştular, demiş. Adam sormuş:

Kimle kim kavga ediyor? Kadın:

Seninkiyle benimki bir olmuşlar bizimkini dövüyorlar.

♥♥♥

BİTMEMESİ LAZIM

Adam doktora gidiyor.

Dr. Bey karnım atıyor.

Nası yani? diyor Dr.

Hani diyor, adam, kalbim nasıl atıyorsa karnım da işte öyle atıyor.

Dr. iyice şaşırıyor. Allah Allah!.. Atmaması lazım.

Sağolun diyor ve gidiyor adam. 2 hafta sonra tekrar geliyor. Teşekkür ederim Dr. Bey, diyor. Tavsiyeniz üzetine at maması aldım, yedim. İyi geldi bütün şikayetlerim bitti.

Dr. iyice şaşırır:

Allah Allah, bitmemesi! lazim :))))

♥♥♥

HAPİS CEZASI

Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz. Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür... Ve merakla sorar:

- "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası:

- "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin ya da 20 yıl hapis çekersin."...

Kadın şaşırarak:

- "Eeee ne oldu ?"

Adam:

- "Bugün hapisten çıkmış olacaktım.."

♥♥♥

KONUŞUR AMA HEP YALAN SÖYLER

Çobanın biri dağda koyun otlatmaktadır. O sırada ihtiyar bir adam çobanın yanına gelir ve su ister. Çoban ihtiyar adama su verir. İhtiyar da çobana teşekkür ederek biraz soluklanmak için çobanın yanına oturur. O sırada ihtiyarın gözü çobanın köpeğine takılır ve çobana dönerek:

- Ey çoban senin bu köpeğin konuşur mu? der.

Çoban gülerek:

-Amca o bir köpek köpek nasıl konuşsun der.

O sırada ihtiyar adam elindeki asasını köpeğin önüne vurarak,

-Ey köpek anlat bakalım çobanın sana ne yapıyor, nasıl davranıyor diye sorar. Köpeğin gözleri açılır ve başlar konuşmaya:

-Çobanım bana çok iyi daranıyor, her gün yemeğimi veriyor, ben de sürüsüne bakıyorum der.

Çoban çok şaşırır. Tam o sıra ihtiyarın gözüne çobanın koyunları takılır ve çobana dönerek,

-Ey çoban senin bu koyunlar konuşur mu? der.

Çoban;

-Amca hadi köpek bi şekilde konuştu ama onlar koyun nasıl konuşsun der. İhtiyar koyunların birinin önüne asasını vurarak;

-Ey koyun anlat bakalım çobanınız size ne yapıyor, nasıl davranıyor? der Koyunun gözleri açılır ve başlar konuşmaya:

-Çobanımız bize çok iyi davranıyor. Sabahları ahırdan alıp, akşama kadar otlatıp başımızda bekliyor tekrara akşam ahıra götürüyor, der.

Çoban iyice şaşırmıştır. Tam o sıra ihytiyarın gözü bu sefer çobanın eşeğine takılır ve çobana sorar.

-Ey çoban peki senin bu eşek konuşur mu? der.

Çoban kızarır, bozarır ve ihtiyara dönerek:

-Konuşur ama hep yalan söyler... der.

♥♥♥

KÖPRÜ

Üçüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış. Japon;

-"Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım" diyerek harakiri yapmış. Amerikalı;

-"Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı" diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.

Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş:

-"İyi ki çimento koymamışım, yoksa ben de bunlar gibi mahvolurdum!..."

♥♥♥

VERSENE ŞU İTİ BANA YOLU TARİF ETSİN...

Adam, karısının küçük ve sevimli köpeğinden nefret etmektedir. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor..

Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki gene kanepenin üzerinde!..

Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!..

En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider...

Akşam evin telefonu çalar.. Karısı telefonu açar. Karşısında kocası.

"Alo, Zeynep köpek evde mi?"

"Evdeee.."

"Versene şu iti bana yolu tarif etsin..."

♥♥♥

YARADILIŞ

Öfkeli adam bir gün karısına dönerek:

- "Aynı zamanda nasıl hem bu kadar salak, hem de bu kadar güzel olabildiğini anlamıyorum."

Karısı sakin sakin cevap verdi:

- "Allah (c.c.), beni sen çekici bul diye çok güzel yarattı; Allah (c.c.), beni seni çekici bulayım diye çok salak yarattı!.."

♥♥♥

TAMİRCİ VE DOKTOR

Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:

- "Size birşey soracağım, neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Meselâ ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"

Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:

- "Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı denesenize!!!..."

♥♥♥

O TEKNOLOJİ

Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış. Ancak oğlan salak olduğu için hiçbir işi beceremiyormuş. Babası ona ne iş bulduysa hepsini elini yüzüne bulaştırmış, berbat etmiş. En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş. Çocuğunu elinden tutup, bari işi öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş.

- "Bak oğlum" demiş. "Buradan böyle öküzü yolluyorsun... aha diğer taraftan sosis olarak çıkıyor, bu kadar basit anladın mı?". Çocuk dinlemeden başını sallamış, sallamış ta... sonra babasının yüzüne salak salak bakmış ve;

- "Peki baba, buradan sosisi koysak, öteki taraftan öküz olarak çıkar mı?" diye merakla sormuş.

Babası hemen cevaplamış:

- "Maalesef evlâdım, o teknoloji bir tek senin ananda var..."

♥♥♥

AKILLI EŞEK

Milletvekilinin biri bir köyü gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş. Yanındaki köylüye sormuş;

"Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor?"

"Efendim", demiş köylü, "o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete başlıyor."

"Akıllıca", demiş vekil, "peki eşek olduğu yerde durup da başını sağa sola sallarsa nasıl anlayacaksın durduğunu?"

"Anlayamam ama", demiş köylü, "ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda...."